Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
İslamâda Latife ve Şakanın Hükmü
Hoşa giden, genellikle güldüren sözlere, kısa hikâye ve fıkraya latife denir. Lâtifeler güzel bir espriyi, hoş bir şakayı, ince bir eleştiriyi içermelidir.
Zarif, latif, nazik, kibar, mütebessim, ölçüyü kaçırmadan şaka yapan ve aynı zamanda vakarlı bir Peygamberin ümmetiyiz. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)âin hayatına dikkat edersek, belli ölçüler içinde latife ettiğini görürüz. Hatta Efendimizâin yaptığı şakaları yadırgayanlar olurdu. "Ya Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sizde mi latife yapıyorsunuz!" diyen sahabelere; "Ben şaka yaparım, ama hakikatten başka bir şey söylememâ cevabını vermiştir. [Tirmizi, Birr57]
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), yaptığı şaka ve esprilerle, lâtifenin en güzel örneklerini vermiştir. Tirmizî'nin Enes b. Malik'ten rivayetine göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), kendisinden bir binek hayvanı isteyen sahabeye, isteğini karşılayacağını bildirmek amacıyla bir dişi deve yavrusu vereceğini söyler. Sözdeki nükteyi anlamayan sahabenin dişi deve yavrusunun işine yaramayacağını bildirmesi üzerine "Dişi deveden doğmayan bir deve var mıdır?" buyurarak sözünü açıklama gereği duyar.
Yine Enes b. Malik'in anlattığına göre yaşlı bir kadın Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'den Cennet'e girmesi için dua etmesini ister. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), âYaşlı hiçbir kadının Cennet'e giremeyeceğiniâ söyler. Kadının bu cevaba üzülmesi üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), âyaşlı kadınların Cennet'e genç kız olarak girecekleriniâ bildirerek durumu açıklar.
Eşlerin birbiri ile şakalaşması, aralarındaki sevgiyi artıracağı için tasvip, hatta teşvik edilmiştir. Enes (r.a) "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısıydı" demiştir. Peygamberimiz fazla tebessüm etmeyi ve nezaketle şaka yapmayı severdi. Hz.Aişe ile koşu yarışı yapması, Hz. Sevde ve Hz. Aişeânin birbirlerinin yüzlerine bulamaç sürmelerini tebessümle seyretmesi bize bu konuda örnektir.
Hz. Süheyb anlatıyor: âGözüm ağrıdığı halde hurma yiyordum. Bunu gören Hz. Peygamber: "Gözün ağrıdığı halde hurma mı yiyorsun?" dediler. Ben de: "Ey Allah'ın Rasulü, ben ancak ağrımayan tarafla yiyorum" cevabını verince, Rasulullah( sallallahu aleyhi ve sellem) azı dişleri görünecek derecede tebessüm ettiğini gördüm.â
âRasulullah, çocuklarla şakalaşmada insanların en önde olanı idi.â Enes (ra)âdan: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) benimle âYa Züâl Üzüneynâ yani âey iki kulaklıâ diye hitap ederek, şakalaşırdı. Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Hazreti Ali (R.a) ile hurma yerken hurmaların çekirdeklerini Hazreti Aliânin önüne koyuyordu. Sonra da: âEy Ali ne kadar da çok yemişsinâ buyurmuştu. Hazreti Ali ise: âYa Rasulallah siz de herhalde hep çekirdekleriyle yemişsiniz.â espirisini yapmıştı.
Hz. Peygamber gibi Oânun engin müsamahasından olsa gerek, sahabe de şaka yapardı. Bunun bir çok misalinden en dikkat çekenlerden biri de Hz. Nuayman (ra)âdır.
El şakaları ve öldürtücü, yaralayıcı aletlerle yapılan şakalar tehlikeli olabileceğinden yasaklanmıştır. "Her kim kardeşine -isterse ana baba bir kardeşi de olsa- (korkutmak üzere) demirle işaret ederse, onu bırakıncaya kadar melekler o kimseye lanet ederlerâ. Buyurmuştur."(Riyâzu's-Salihîn, III, 293).
Gereğinden fazla ve aşırı olan lâtife, çok gülmeye, kalbin katılaşmasına ve kararmasına, zamanı boşa geçirmeye, önemli görevlerden alıkoymaya neden olması bakımından sakıncalıdır. Bu nedenle Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), çok gülmeye neden olan, kalbe sıkıntı veren, Allah'ı anmaktan alıkoyan, ya da insanların onurunu yaralayarak kin ve düşmanlıklara yol açan, saygı ve vakarı yok eden lâtifeleri yasaklamıştır. İçinde yalan, gıybet, iftira, alay, kötü zan taşıyan her şaka ve espri haramdır. Buna zaten latife de denemez.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şaka/latifelerini şu ölçülere göre yapardı:
a- Şaka bile olsa sadece doğruyu söylerdi.
b- Gereksiz yerde münakaşa etmezdi.
c- İnsanları korkutmazdı.
d- Alay ederek şakalaşmazdı.
Sınırları taşmamak, başkasını incitmemek şartıyla arada sırada bu tür şakalar yapmak uygun görülmüştür. Az ve yerinde olan şakayı Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de tasvip etmişlerdir. Ancak, şakaların devamlı hale getirilmesi, insanın vakarını gidereceği, insanı yaratılış gayesinden uzaklaştıracağı için sakınmak gerekir.
İLKADIM DERGİSİ