Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Sırat köprüsü nedir?
Ömer Öçalan: âSırat Köprüsü üzerinde durur musunuz? Sırat Köprüsü nedir? Nasıl bir köprüdür?â
Sırat Köprüsü ve Sırat Köprüsünün keyfiyeti hakkında uzunca bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm) haber veriyor ki:
âKıyamet Gününde insanlar bir araya toplanacaklr. Rabbimiz: âHer kim her neye tapıyor idiyse onun ardına düşsün!â buyuracak. Artık kimi güneşin, kimi ayın, kimi taptıkları tağutların peşine düşecekler. Yalnız bu ümmet, içlerinde münafıkları da olduğu halde yerinde kalacak. Allah onlara: âBen sizin Rabbinizim!â buyuracak. Onlar da: âEl-Hak, Sen bizim Rabbimizsin!â diyecekler. Allah Teâlâânın onları dâvet buyurması üzerine dâvete uyacaklar. Cehennemin tam ortasına Sırat (köprü) kurulacak. Ümmetini onun üstünden en evvel geçirecek ben olacağım. O gün dehşeti ve korkusu sebebiyle peygamberlerden başka hiç kimse konuşamayacak. Peygamberlerin o günkü duâları da: âAllahümme sellim, sellimâ (Allahım esenlik ver, Allahım kurtar!) olacaktır. Cehennemde saâdân dikenlerine benzer çengellr vardır. Bu dikenlerin ne kadar büyük olduklarını ancak Allah bilir. (Değişik rivâyetlerde: Onlara, âNurunuzun miktarına göre kurtuluşa koşun!â denilir. Müâminlerin kimi göz kırpacak kadar zaman içinde kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi kuş gibi, kimi ala-yörük cinsi bir at gibi, kimi deve gibi sür'atle geçerler. Nihayet nûru yalnız ayaklarınn başparmağında olarak verilen kimse yüzü koyu yürüyerek elleri ve ayaklarıyla emekler ve bir kolunu çekse öteki kolu, bir ayağını çekse öteki ayağı takılır ve kurtuluncaya kadar ateş yanlarına çarpar durur. Kimi yürüyerek, kimi karnı üstünde sürünerek geçer de: âYa Rab! Beni neden bu kadar geç bıraktın?â der. Cenâb-ı Rabbüâl-Âlemîn: âSeni geç bırakan kendi amelindir!â buyurur. O gün münafıklar iman edenlere, âLütfen bizi bekleyin de, nurunuzdan biz de istifade edelimâ derler. Fakat kendilerine: âGeriye dönün. Nûru orada arayınâ denilir.) Bu çengeller insanları kötü amellerinden dolayı kapıp alırlar. Bunlardan kimi, kötü ameli dolayısıyla helâk olur. Kimi hardal gibi ezildikten sonra kurtulur. Nihayet, Allah ateşe girenlerden kimlere rahmet buyurmayı dilemişse onları çıkarır. Meleklere, dünyada iken Allahâa ibadet etmiş olanları çıkarmalarını emreder. Melekler de onları çıkarır. Melekler onları secde izlerinden tanırlar. Allah Teâlâ secde izlerni yiyp mahvetmeyi Cehennem ateşine haram kılmıştır. Cennet ile Cehennem arasında yüzü ateşe dönük bir kimse kalır. Ki o kimse, Cennete gireceklern sonuncusu olacaktır. O kimse:
âYâ Rab! Yüzümü şu ateşten döndür. Kokusu beni zehirleyip duruyor. Alevi beni yakıp duruyorâ diyecek. Adamcağız mütemadiyen duâ ve niyaz yapmaya devam edecektir. Sonunda canab-ı hak:
âBu senin dediğin yapılacak olursa, acaba başka bir şey istemeyecek misin?â buyurur. Adam:
âCelâl ve İzzetine yemin olsun ki, hayır!â diyecek. Allah onun yüzünü Cehennem ateşinden Cennetâe doğru döndürünce Cennetâin güzelliğini görecek. Başlangıçta bir süre hayâ ettikten sonra: âYâ Rab, beni Cennetin kapısına yaklaştırâ diyecek.
Allah: âEvvelce başka bir şey istemeyeceğine dair yemin etmiş değil miydin?â diyecek. Adam: âYâ Rab! Mahlûkatının en bedbahtı ben olmayayımâ diyecek. Allah:
âBunu da verirsem başka bir şey isteyecek misin?â diyecek. Adam:
âİzzet ve celâline yemin olsun ki, hayır!â diyecek.
Cenâb-ı Allah onu Cennetin kapısına yaklaştıracak. O kimse, Cennetin kapısına varıp da, Cennetteki eşsiz güzelliği ve letâfeti, içindeki hadsiz sevinci ve neşeyi görünce, bir süre utancından susacak, ama sonra:
âYâ Rab! Beni içeriye al!â diye duâ edecek. Allah:
âÂdemoğlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin! Sen verdiğimden başka hiçbir şey istemeyeceğine dair yemin vermiş değil miydin?â buyuracak. Adam:
âYa Rab! Mahlûkatının en bedbahtı olmayayımâ diyecek ve duâ ve niyazına ısrarla devam edecek. Nihayet Cenâb-ı Hak onun da Cennete girmesine izin verecek. Ona:
âİste!â buyuracak. O da uzun boylu isteklerini dile getirecek. Ne arzu ediyorsa isteyecek. İstekleri bitince, Allah Teâlâ: âBunlardan başka şunu da, şunu da, şunu da, bunu da iste!â buyuracak. İsteyeceği güzel şeyleri Cenâb-ı Hak onun aklına getirecek. Nihayet adam bunları da isteyecek. Adamın istekleri bitince Allah Teâlâ: âBunların hepsi ve on misli kadar isteklerin hepsi senindirâ buyuracaktır.1
Dipnot:
1- Buhârî, 2/450.