Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Ramazana ne kaldı?

On bir ayın sultanı, rahmet ve bereket ayı olan, Ramazan ayının gölgesi üzerimize düşmeye başladı. (Bildiğiniz gibi 21 Ağustos Cuma günü Ramazanının ilk günüdür.) Her gün mübarek Ramazan’a bir gün daha yaklaşmaktayız.

Ramazan öncesi bu günleri Ramazan’ın bereket ve sırlarından istifade edebilmek için hazırlık dönemi olarak görmeli, Ramazan’ın heyecanını içimizde yaşamalıyız. Hazırlık dönemini iyi değerlendiremediğimiz taktirde, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azat şeklinde tanzim edilen kurtuluşumuz için gayet büyük öneme haiz Ramazan’ı fark edemeden, sırlarına eremeden, gelir ve geçer. Öyleyse Ramazan’ı her yönden anlamaya ve yaşamaya çalışmak akıllı insanların işi olsa gerektir.

Değerli dostlar gerçekten de sayılı günler çabuk gelir geçer. Uyanık bir gönül yapısına erişemeyenler, gafletten kurtulamadan, Ramazan’ın gelip geçtiğini görürler, sonrada başlarlar pişmanlık ifadelerine; “ne olduğunu anlayamadan bu sene de Ramazan geldi geçti” demeye…

Ramazan ayı gayret eden ve kıymet bilenler için nasıl kurtuluş kapısı ise kıymet bilmeyen ve gayret ortaya koymayanlar için de tehlikeli durumlar söz konusudur. Çünkü Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed(sav) Efendimiz Ramazan’ı değerlendiremeyenleri korkunç bir akıbetle uyarmıştır. Bizde bu hadisi şerifi Ramazan gelmeden bir uyarı niteliğinde sizlere aktaralım istedik. Muhasebe ve muhakemeyi bir fiili işlemeden, yani öncesinde yapanlar, iş geçtikten sonra muhasebe ve muhakeme yapanlardan daha kârlıdır. Çünkü öncesinde tedbir alanlar, tedbirsiz yakalananlardan her zaman için kârlıdır.

Nasrettin hoca tedbirin önceden alınmasını şu mizahla hatırlatmaya çalışmıştır; Hoca oğlunu çağırır önce bir tokat atıp, “bana bir bardak su getir” demiş. Görenler hocayı kınamaya kalkışıp; “bre hocam suyu istemeden oğlana tokat attın, bu ne iştir.” Deyince hoca sözü kondurur; “suyu istemeden tokatı vurdum ki tokatı hatırlasın da dökmesin diye, suyu döktükten sonra vurulan tokatın ne kıymeti olabilir ki?”
Gerçekten de önceden tedbir almak her zaman için iyidir.

Şimdi Peygamberimizin Ramazan’ın kıymetini bilemeyenleri uyaran hadisine gelelim;

“Resul–i Ekrem (sav) minbere çıktı ve:
– “Amin, Amin, Amin!” dedi. Resul–i Ekrem (sav)’e:
– “Ey Allah’ın Resulü (sav) Minbere çıktınız ve üç kere amin dediniz! (Bunun hikmeti nedir?)” dendi. Bunun üzerine O (sav):
– “Cebrail bana geldi ve: Kim Ramazan ayına yetişir, affa uğramaz ve sonunda ateşe girerse, Allah onu uzaklaştırsın!” dedi ve bana:
– “Sen de amin de!” dedi, ben de:
– “Amin!” dedim. Sonra:
– “Kim anne ve babasına yetiştiği halde onlara iyilik etmez, sonunda ölür ve ateşe girerse, Allah onu uzaklaştırsın!” dedi ve bana:
– “Sen de amin de!” dedi, ben de:
– “Amin!” dedim. Sonra da:
– “Sen yanında anıldığın halde sana salavat getirmeyip, ölen sonunda da ateşe giren kimseyi Allah uzak etsin!” dedi ve bana da:
– “Sen de amin de!” dedi, ben de:
– “Amin!” dedim. (Ahmed b. Hanbel, Müsned,2/254; Tirmizi, Daavat,No:2539.)

Yukarıdaki hadisi şerifte geçen “Allah uzak etsin” ifadesi, “cehennemde yüzü üstü sürünsün” diye de zikredilmektedir.

Gelmekte olan Ramazan’ı kurtuluş muştusu olarak görüp, her anını çok iyi derlendirmenin hesabını şimdiden yaptığımız taktirde; gündüzünü oruçla, Kur’anla, gecesini namaz ve diğer ibadetlerle, geçirdiğimiz zaman dünyada ve ahirette kârlı çıkanlardan olacağımız muhakkaktır. Rabbim nasip eyleye…

amin kardeşim çok güzel bi konuydu teşekkür ederim


amin kardeşim çok güzel bi konuydu teşekkür ederim


RAHMAN razı olsun..

inşaallah ramazan-ı şerifi hakkıyla yerine getirenlerden oluruz...


Hayatın İçinden İslam

MollaCami.Com