Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Marka Kent Gaziantep'ten Görüntüler

Gaziantep Bakırcılık


Gaziantep’te bakır işleme el sanatının hangi tarihten beri devam edip geldiği ise bilinmemekle birlikte bakır ve bakır işlemeciliğinin tarihi insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Gaziantep bakır işlemesinin özelliği, yekpare olarak imal edilmesi, yani lehim ya da benzeri bir yolla birleştirme yapılmamasıdır. Günümüzde en çok kullanılan maden işleme olan bakır kalaylanarak Ev, mutfak ve süs eşyası olarak ilimizde yaygın bir şekilde sürdürülmektedir. Bakır mamullerinin işlenmesinde çakma ve çizme diye bilinen basit işleme yönteminin dışında, sadece ilimizde yapılan bir çekiç ve bir çelik kalemle yapılan işlemedir. Bu işleme yönteminde bir tek parçanın işlenmesi bazen haftalarca hatta aylarca sürmektedir. Gaziantep’te üretilen bakır işlemeler mutfak eşyaları ve turistik süs eşyaları olarak iki grupta toplanır.

Mutfak Eşyaları:
Sahan(Yemek Tabağı), Tas (Ayran veya su içmek için kullanılan kap), Kazan (Yemek pişirmeye yarayan kap), Don Kazanı (Çamaşır yıkamada ve çamaşırları kaynatmada kullanılan kap), Masere Kazanı(Şire yani pekmez pişirmede kullanılan büyük kap), Seferiye Tası (İçerisine yemek koymada ve yemek taşımada kullanılan kap), Maşrapa(İçerisine su, ayran vb. şeyler konulan kap), Satıl( Su taşımada kullanılan kap)

Turistik Amaçlı Süs Eşyaları:
İbrik(El yüz yıkamak ve abdest almak için içine su konulan kap), Cezve(Kahve pişirmede kullanılan kap), Vazo(İçerisine çiçek koymaya yarayan büyük ve küçük ebatları olan kap), Semaver ve Çaydanlık(Çay pişirmede kullanılan kap), Sini(Tepsi-Üzerinde yemek yemek için, içine kazan,tas ve benzeri şeylerin konulduğu kaptır)

teşekkürler...emeğine sağlık..

kardeşim emeğine sağlık bende yarı gaziantepli sayılırım:D
çok güzel inş. bu yaz gitmek nasip olur ama o baklavalar çok güzeldi ya nerden bulucaz şimdi :(


kardeşim emeğine sağlık bende yarı gaziantepli sayılırım:D
çok güzel inş. bu yaz gitmek nasip olur ama o baklavalar çok güzeldi ya nerden bulucaz şimdi :(


rica ederim zambak kardeşim seninde okuyan gözlerine sağlık
aaaa madem yarı antepli sayılırsın o halde kesin antebe bekliyorum
o zaman baklavanın en güzelini ikram ederim

teşekkürler...emeğine sağlık..


rica ederim deli_prof kardeşim seninde okuyan gözlerine sağlık

Gaziantep Evliyaları ve Türbeleri



Evliya; hayatını riyazet, ibadet ve mücadelelerle geçirerek, benliğinden sıyrılmış nefsine hakim, öz varlığından geçmiş ve bu iyi hallerinden dolayı keramet sahibi olan, velilik katına ulaşmış kişilere ve mürşitlere verilen isimidir. Evliyalar tasavvuf sahasında Allah tarafından korunan, onun himaye, ilgi ve sevgisine mahzar olan, Allah’ın verdiği imkân nispetinde Allah ve kainat hakkında bazı sırlara vakıf olan ermiş kişilerdir. Evliyalar Allah uğrunda hareket ederler, sözlerinde daima hak ve hakikatten bahsederler. Nefsin her türlü kötü arzusuna sırt çevirmiş ve her halleriyle Allah’a yönelmişlerdir. Aynı zamanda bu evliyaların içlerinde alim ve şair olanlar da vardı. Bu bakımdan saygı ile anılmaya değer unutulmamaları gereken kimselerdir. Gaziantep ve yöresinin Türkler tarafından fethedilip İslamlaştırılmasında, hatta Gaziantep”in kurtuluşunda evliyaların önemli rolleri olmuştur. Bu evliyaların türbelerine ziyaret adı verilir.

Halife Hz. Ömer , İslam topraklarına kattığı Antep’ten ayrılırken muhafazasına bıraktığı Askeri birlik komutanı, şehrin surla çevrilmesi üzerinde durur. Hz. Ömer ise şu cevabı verir.
“ Antep surla çevrilmiştir”. Komutan bu cevaptan bir şey anlayamaz ve sorar. “ Nasıl Ya Emirel Davud.” Hz. Ömer; “ Antep çevresinde surlarımız vardır. Sahabeden beş arkadaşımızı burada şehit verdik ve defnettik gidiyoruz. Said İbn-i Ebu Vakkas, Ökkeş (Hz. Ökkeşiye), Karaçomak, Pirsefa ve Davud’u Ejder bu bölgenin manevi bekçileridir. Antep’in surlarıdır. Allah şehitlerimizin mezarlarını küffara çiğnetmeyecektir.”

Ökkeşiye Hazretleri Türbesi:

Gaziantep’ten Adana’ya doğru karayoluyla giderken Sakçagözü’nü geçince, Nurdağı’na
ulaşmadan yolun sol tarafında uzaklarda yeşilliklerle çevrili bir tepe görülür. İşte bu tepede Kahramanmaraş ve Gaziantep bölgesinde binlerce insana adını veren Ökkeş yahut Ökkeşiye Hazretleri yatmaktadır. Ökkeşiye Hazretleri sahabeden bir zat olup Gaziantep’in Müslümanlar tarafından fethinde şehit düşen beş kişiden birisidir. Türbenin bulunduğu yere Ökkeşiye denmektedir. Türbe tam dağın tepesinde bulunmakta ve türbenin alt tarafındaki kuyularda ise birkaç metre derinlikte bol su bulunmaktadır.
Rivayetlerde anlatılanlardan, İslam inanışına göre Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü gören cennetliktir. Peygamberimiz veda hutbesinden sonra herkesle helalleşirken Ökkeşiye Hazretleri “ Ya Resulullah Uhud Savaşı’nda bana kırbaçla vurmuştunuz. Hakkımı ancak kısasla ödeşirim”der. Peygamberimiz (S.A.V), elindeki kırbacı Ökkeşiye Hazretlerine verir ve sırtına vurmasını söyler. Ökkeşiye Hz. ”Siz bana sırtım çıplak iken vurmuştunuz Ya Resulullah”der. Peygamber Efendimiz sırtını açar ve tam bu sırada Ökkeşiye Hz. Peygamber Efendimizin Peygamberlik mührünü görür ve öper. Daha sonra ise “Kısastaki gayem bu idi Ya Resulullah. Yoksa sizde bir hakkım varsa anam sütü gibi helal olsun”der.
Erkek çocuğu olmayan karı kocalar ve daha değişik maksatları olanlar Ökkeşiye Hazretlerinin türbesini ziyaret ederler ve isteklerinin kabul edilmesi ve arzularına kavuşmak ümidiyle burada Allah’a niyazda bulunurlar. Ayrıca Allah rızası için kurban keserler. Böylece ziyaretten sonra doğan erkek çocuğa genel olarak Ökkeş adını verirler.

Yuşa Peygamber Türbesi:

Bilindiği üzere Yuşa Peygamber (A.S.) İsrail oğullarından olup, Hz. Musa’nın yeğenidir. İsrailoğulları’nı göçebelikten kurtarır ve Arz-ı Kenan’a yerleştirir.
Gaziantep’te Boyacı Mahallesinde Boyacı Camiinden Kavaflar Çarşısı’na doğru uzanan sokakta Pir sefa denilen mevkide tek katlı bir bina vardır. Bu binada iki oda içinde iki türbe bulunmaktadır. Bunlardan birisi rivayete göre Yuşa Peygambere ait olup, diğeri ise Pir sefa Hazretlerine aittir.

Pirsefa Hazretleri Ve Türbesi:

Pirsefa Hazretleri ile Yuşa Peygamber aynı yerde yatmaktadırlar. Pirsefa hakkındaki rivayetlere göre Pirsefa’nın Hz. Yuşa’nın türbedarı olduğu ve ölünce buraya gömüldüğü söylenmektedir. Bir başka rivayete göre ise Pirsefa Medinelidir ve ensardandır. Gaziantep’in Müslümanlar tarafından fethinde Hz. Ali kumandasında buraya gelmiş, Karaçomak’la yan yana savaşırken uğradığı zorlu bir kılıç darbesi ile gövdesi ikiye bölünmek suretiyle şehit olmuştur. Bunun üzerine Hz. Ömer, Yuşa’nın yanına defnederek “Kendini Peygamber-i Zişan’la Komşu ettim” demiştir.

Dülükbaba Türbesi:

Dülükbaba Türbesi şehrin kuzeyinde, Adana asfaltının doğusunda kendi adıyla anılan tepenin üzerindedir. Dülükbaba’yı diğer evliyalardan ayıran özellik, rivayete göre evlenmek isteyen bekar erkeklere yardımcı olmasıdır. Dülükbaba Antep’in Müslümanlar tarafından fethinde şehit düşmüş bir şahıstır. Asıl adı Davud’dur. Sonradan şu anda yattığı yerin adıyla anılmaya başlanmıştır.

Hacıbaba Türbesi:

Hacıbaba Türbesi Karşıyaka’da eski Tekel fabrikasının kuzeyindeki tepededir. Vaktiyle çevresi mezarlıklarla kaplı idi. Türbe kurtuluş savaşında yıkıldı. Bir süre böyle kaldı. Son yıllarda ise halk tarafından onarıldı.

Nesimi Hz. Türbesi :

Nesimi Hazretlerinin türbesi Gaziantep’in merkez Şehitkamil ilçesi Aktoprak beldesindedir. Nesimi Hz. Bağdat’ta kendisini çekemeyenlerin iftirasına uğramıştır. Rivayete göre Kur’an-ı Kerimi ayak altına aldığı iddia edilmiş ve bunun üzerine derisi yüzülerek öldürülmek istenmiştir. Bu ceza uygulanırken Nesimi Hazretleri hiçbir acı duymamıştır. Fakat camide ezan okuyan müezzinin parmağına kan bulaşmış, bu kanın Nesimi Hazretlerinin murdar kanı olduğu iddia edilerek müezzinin parmakları sırayla kesilmiştir. Nesimi Hazretleri bunun üzerine, silkinerek kalkmış, boğazına kadar yüzülen deri vücuda geri yapışmış ve başını alıp yollara düşerek Aktoprak beldesine gelmiştir. Halk Nesimi Hazretlerini selamlamış ve yakınlık göstermiş, Nesimi Hazretleri de onların selamını alıp karşılık verdikten sonra oracıkta gözden kaybolmuştur. Türbesi kaybolduğu yerde bulunmaktadır.

Şeyh Fethullah Türbesi:

Şeyh Fethullah Gaziantep Evliyaları içinde halkın vicdanına en çok hükmeden ve kerametleri en yaygın şekilde anlatılan büyüklerden birisidir. Kendi adına yaptırdığı cami ve külliye Gaziantep’in mukaddes köşelerindendir. Şeyh Fethullah I. Halife Hz. Ebubekir’in soyundandır. Şeyh Fethullah’ın himmeti ve Allah’ın yardımıyla cami ve hamamda her türlü derdin devası bulunduğuna inanılır.

İlimizde Bulunan Diğer Türbeler : Şuaipzade Ali Akif Efendi Türbesi, Karaçomak Türbesi, Sait İbn-i Ebu Vakkas Hz. Türbesi, İbrahim Baba Türbesi, Ezogelin Türbesi vd.



firdevs27 kardeşim ellerine emeklerine sağlık
bizleri oralara götürdün
hem şehir olarak hemde el sanatları olarak
hemde tatlı yönünden gazi antebin eline su dökecek
şehirler yoktur demiyorum ama kıyaslanacakların içinde
çok güzel bir şehir..


rica ederim zambak kardeşim seninde okuyan gözlerine sağlık
aaaa madem yarı antepli sayılırsın o halde kesin antebe bekliyorum
o zaman baklavanın en güzelini ikram ederim





baklava bahane antep ve kardeşliğimiz şahane ;)


teşekkürler...emeğine sağlık..

yahun sen ne yaptın böyle oturp aglayalım mı şim di he.
memleket te burcu burcu koktu be hasret giderdik yorum
yakın zaman da bi zayert edriz inşalah
i


Gezi Rehberi

MollaCami.Com