Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


BEKLENEN VE BEKLEYEN

BEKLENEN VE BEKLEYEN


Yıllarca onu ellerinden tutup kaldıracak, onu engelleri yüzünden inzivaya çeviren hüzünlerinin içinden çıkaracak birisini bekledi...

Beklemenin bütün sıkıntıları içinde her tanıdığı insana hep o "beklenene" gözüyle baktı. Gelenin beklediği "kurtarıcı" olmadığını anladığındaysa hep hayal kırıklığına uğradı, ve dünyası yeniden karanlıklara döndü.

O, kendi kabuğunu kırmanın, engellerini aşmanın tek yolunun dışardan birinin yönlendirmesiyle olacağına bir kez inanmıştı, daha doğrusu kendini inandırmıştı. Bu yüzden yıllarca hayatı güzelleştirmek adına hiçbir irade göstermeden bekledi. Zaman onun beklentisini alevlendirdi, ama onun talih bildiği münzevi yaşamını değiştirecek bir farklılık getirmedi.

Birgün yine böyle beklentilerle uykuya daldı. Rüyasında kendisine çok benzeyen, ama çehresinde farklı bir aydınlık, farklı bir güzellik olan biriyle karşılaştı. Hemen merak ve heyecanla onunla konuşmaya başladı;

- Kimsin sen?

- Ben senin beklediğin kişiyim!

- Bugüne kadar neredeydin?

- Senin içinde, kendinden kaçtığın yerlerdeydim.

- Ben hiç kaçmadım...

- Kaçtın. Engeli aşma gerçeğini hep bir beklene yükleyip, hayatın yüklerinden bütün gücünle kaçtın. Bende şimdi buradayım. Bu oyunu bitirmeye, seni kaçtığın şeylerle yüzleştirmeye geldim.

- Peki söyle, neden kaçıyorum ben?

- Sen kendinden kaçıyorsun. Kendi yeteneklerini keşfedip, sıfırdan başlayıp bir mücadeleye başlamanın acılarıyla yüzleşmekten kaçıyorsun. Bu kaçışına da bir bekleyiş ekleyip bu amansız yenilgini örtmeye çalışıyorsun. Sen bu bekleyiş efsanenden kurtulup kendinle yüzleşmeden bu gerçeği göremeyecek, bu münzevi hayatından çıkamayacaksın!

- Öyleyse neden geldin?

- Gelmedim, ben hep sendeydim, seninleydim. Ben senin kendinden kaçtığın gerçek kimliğinim. Yaradanın kendisine verdiklerini tanımaya çalışan, kabiliyetlerini O nun rızasında güzel görüp, güzel hareket ederek eşsiz zaferlere çevirebilecek benliğinim...


Bu son cümleyle adeta vurulmuş, konuşamamıştı. Suskunluğu sürerken zaten hayalde ansızın kaybolmuştu. Hayalin kayboluşunun ardından rüyadan ter içinde uyandı. Zorlukla aynanın karşısına geçti. Gayri ihtiyari akan gözyaşlarına bakarken aynada rüyada gördüğü kişiyi görmenin, yani bekleneni görmenin mutluluğunu yaşıyordu.

Hayat onun için o geceden sonra hiçbir zaman eskisi gibi olmamış, attığı her küçük adım binlerce metrelik mesafelik bir yol alışa dönüşmüştü...


Emrullah Emin Yılmaz


Engelliler Köşesi

MollaCami.Com