Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


neden müslümaniz?

bizler neden müslümaniz?
sudaki baligin su ile ilgili nedenleri bilmemesi nekadar normalse bizimde icinde bulundugumuz islam nimetinin icinde nedenleri arastirmak hic hatirimiza gelmez... bunu sadece Allahin (c.c.) bize ihsani olarak ifade etmemiz yeterli gelirmi?

Bana Ebû't-Tahir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbnti Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Amr b. Haris, Ebû'z-Zübeyr El-Mekkî'den naklen haber verdi. Ona da Amir b. Vasile rivayet etmiş ki, kendisi Abdullah b. Mes'ud'u şöyle derken işitmiş : Şaki, annesinin karnında şakî olandır. Saîd ise başkasından ibret alandır. Müteakiben Âmir, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in ashabından Huzeyfe b. Esîd El-Gıfârî denilen bir zata gelerek bunu İbni Mes'ud'un sözü olmak üzere ona rivayet etmiş. Huzeyfe:
— Bir adam amelsiz nasıl şakî olabilir? demiş. Bu zât ona :
— Sen buna şaşıyor musun? Gerçekten ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve
«Nutfenin özerinden kırk iki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir. Melek ona sûre» verir; kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra :
— Yâ Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi? diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur; Melek de yazar. Sonra :
— Yâ Rabbi! Eceli ne olacak? der. Rabbin dilediğini söyler. Melek yine yazar. Sonra:
— Yâ Rabbi! Rızkı ne olacak? der. Rabbin dilediğini hükmeder. Melek yine yazar. Sonra melek : Sahîfe elinde olduğu halde çıkar, emrolunduğunun üzerine ziyâde eksik yapmaz.»
buyururken işittim, demiş. (1)

***

İnsanın kafir mi Müslüman mı olacağını Cenab-ı Hakk ezelde takdir eder. Daha doğmadan vazifeli melekler Cenab-ı Hakk’ın emriyle cennetlik mi cehennemlik mi olacağını yazarlar. Ancak bu durum Cenab-ı Hakk’ın, o kişinin hayatı boyunca işleyeceklerini bilmesi ile olur.

Rabbimiz bizlere irade-i cüz’iyye vermiştir. Biz bu irademizle cennet ehlinin işleyeceği amelleri işler cennet ehlinden oluruz; veyahut cehennem ehlinin amellerini işler cehennem ehlinden oluruz, Rabbimiz bu durumdan muhafaza buyursun cümleyi. İşte bizim neyi tercih edeceğimizi Rabbimiz önceden bilir. Hayatımız boyunca neyi tercih edeceğimizi, yarın ne yapacağımızı, ne zaman öleceğimizi, ne şekilde öleceğimizi, ibadetlerimizi nasıl yapacağımızı Cenab-ı Mevla önceden bilir. Tabiri caizse, bizim daha yaşamadıklarımız; fakat yaşayacaklarımız önceden bir film misali kayıt altına alınmıştır. Yalnız şu da vardır ki, Rabbimizin ezelde yapacaklarımızı bilmiş olması bizim tercihlerimizi, irademizi etkilemez.

Şöyle bir soru yöneltilmiş olsa bizlere: “Şu anda bilgisayarın başında, bu yazıyı okuyoruz. Biz bu yazıyı Cenab-ı Hakk önceden bildiği için mi okuyoruz; yoksa biz yazıyı okuyacağız diye mi Cenab-ı Hakk biliyor?” Bir kısım kişiler bu soruya birinci şıkkı cevap olarak görürke doğru olan cevap ikincisidir. Yani biz irademizle bu yazıyı okuyoruz, bu sebeple Rabbimiz önceden biliyor okuyacağımızı.

Soruda da deniliyor ki; Müslüman olmamız bizler için yalnızca Cenab-ı Hakk’ın bir nimeti mi, daha başka sebepler de olabilir mi?

Cenab-ı Hakk’ın bu nimeti için ne kadar şükretsek az. Bizler için en büyük nimet. Çevremizde bazılarını da görmekteyiz ki, anne-baba Müslüman olup evladı Müslüman olamayanlar var. Veyahut anne-baba Müslüman değil, evladı Müslüman. Bizler de şimdi son nefesimizi ne üzere vereceğimizi bilmiyoruz; Rabbim son nefese kadar son nefes dahil imanda, hidayette daim eylesin.

Müslüman anne-babadan dünya gelmiş olmamız Rabbimizin bizlere bir hikmetidir, anne-babamız Müslüman olmamış olsalardı bizlerin iman ile müşerref olması bu kadar kolay olmayabilirdi.

Sonuç itibariyle diyoruz ki; müslüman olmamızda irade-i cüz'iyyenin rolü büyük. ancak anne-babalarımızın da müslüman olmuş olması Rabbimizin bizlere bir ihsanı, lutf-u keremidir.

____
(1) Sahih-i Müslim, Hadis No: 2645

"Müslüman anne-babadan dünya gelmiş olmamız Rabbimizin bizlere bir hikmetidir, anne-babamız Müslüman olmamış olsalardı bizlerin iman ile müşerref olması bu kadar kolay olmayabilirdi.

Sonuç itibariyle diyoruz ki; müslüman olmamızda irade-i cüz'iyyenin rolü büyük. ancak anne-babalarımızın da müslüman olmuş olması Rabbimizin bizlere bir ihsanı, lutf-u keremidir."

kardesim, durum bu olunca, budistlerin icinde dünyaya gelen bir cocugun din hususundaki mesuliyeti ne olabilir... cünkü, bizdeki bu itikada karsin karsi taraf yani gayri müslimlerin savi ise o taktirde bizim gayrimüslim bir ortamda dünyaya gelmis olmamizin bizim elimizde olan bir sey olmadigina göre Allah bizi cehenneme atmak icin yaratmis (hasa) bize haksizlik diyorlar, buna karsin ne diyebiliriz....

Bu konuda fikir beyan etmek ne derece doğrudur...Rabbim kusuratımı affetsin.

Şu muhakkak ki;Cenab-ı Hak(cc) Adil-i Mutlaktır.

Müslüman bir anne- babadan dünyaya gönderilmek de Adil-i Mutlak olan Rabbimizin takdiridir,gayr-i Müslim anne-babadan dünyaya gönderilmek de, O'nun(cc) takdiriyledir.Haşa!Hakkımız ve haddimiz değildir ki;bu iki farklı durum hakkında; Adil isminin tecellisinin,(haşa! ve kella!) Adaletsizliğinden söz edelim ve de söz edilsin...
Verilecek en güzel cevap;Allah(cc) Adil-i Mutlaktır.Adaletinin tecellisi bizim zahiri ve noksan değerlendirmemizden münezzehtir.Mülk umumen O'nundur.Mülkünde istediği gibi tasarruf eder.O(cc),asla ve asla mahlukatına zulm etmez. Bu gibi soruları soaranlara evvela;inandıkları Allah(cc) doğru anlatılmalıdır.İşte o zaman soru; kendiliğinden cevaplanır.Öyle değil mi?

Selam ve dua ile...

"Bu gibi soruları soaranlara evvela;inandıkları Allah(cc) doğru anlatılmalıdır.İşte o zaman soru; kendiliğinden cevaplanır.Öyle değil mi?"

kardesim, zaten inanan icin bir sorun yok, bildiginiz gibi böylesine kil sorular inanmiyanlar tarafindan inananlara yöneltiliyor...
bizim bu gibi sorular karsisinda bilinclenmemizi hedefliyorum...

Kardeşim,
Kader ve cüz'-i ihtiyari(irade), İslamiyetin ve imanın son sınırını gösteren,hali ve vicdani bir imanın bölümlerindendir.Yoksa ilmi ve nazari* değillerdir.

*İlmi ve nazari:Mantık ilmindeki terimsel anlamındadır:''Delil ve bürhan ile isbat edilen meseleler''demektir.

Hal böyle iken;bu tip meseleleri,inancı sağlam olmayanlara bile delille isbata çalışmak isabetli bir davranış değildir.Çünkü;hali ve vicdani bir imanın bölümlerindendir.
İnancı olmayanlara bahsetmek ise;bunu siz takdir ediniz...
Selam ve dua ile...

Küffar Çocukları Meselesi....

Yazımda bir değişiklik/düzeltme yapmak istiyorum.

***

Küffar çocuklarının akıbetinin ne olacağı meselesi İmam-ı Âzam Hazretlerine sual edilince İmam-ı Âzam Hazretleri susmayı tercih ediyor. İmam-ı Gazali Hazretleri bunun üzerine birtakım araştırma ve tespitler sonucunda küffar çocuklarının toprak olacağını söylüyor. Çünkü onlar cennetlik değildir ki cennetlik bir amelleri yoktur. Cehennemlik de değildirler ki cehenneme girmelerine sebep olacak bir amelleri de yoktur. İmam-ı Âzam Hazretlerinin “Âzam”’lığı da buradan gelmektedir zaten.

İbn Ömer'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Kıyamet günü oldu mu yeryüzü bir kösele gibi uzatılıp, yayılacak, hayvanlar, davarlar ve yırtıcı hayvanlar hep hasredilip bir araya getirilecek, sonra hayvanlar arasında kısas uygulamasına geçilecek. Öyle ki, boynuzsuz olan koyunun lehine, boynuzlu olandan boynuz vurmasının kısası dahi uygulanacaktır. Aralarında kısas bitirileceği vakit onlara; toprak olun! denilecektir. İşte o zaman kâfir: "Ah keşke ben de toprak olsaydım"(1) diyecektir. Diğer bir rivayette çocuklarının toprak olduğunu gören kafirler “Ah keşke ben de toprak olsaydım” diyecek.

____
(1)K.K, Nebe’ Sûresi, 40/78

1.Ruhlar Aleminde söz verdigimiz icin müslümaniz

Ruhlar Aleminde Allahin ben sizin rabbiniz degilmiyim ?dediginde bütün ruhlarin "EVET"sen bizim rabbimizsin dediler.Eskiden dedelerimiz cocuklara sorarken söyle sorardilar..Sen nesin? müslümanim.Ne zamandan beri müslümansin? kalu beladan beri müslümanim. kalu bela ne demektir?
Elestü birabbiküm hitabinin cevabidir. diye cevap verilirdi..
Yani Rabbimize ruhlar aleminde verdigimiz söze sadik kaldigimiz icin müslümaniz...

2.Allahin kurani kerimde Müslüman olarak ölün,huzuruma müslüman olarak gelin" diye emrettigi icin müslümaniz...

3.Müslümanlardan baskalarinin cennete giremeyecegini bildigimiz icin müslümaniz...

4.Islamdan baska dini Allahin kabul etmeyecegini bildirdigi icin müslümaniz. (Allah katinda Hak din islamdir)

5.Öldügümüz zaman kabre girerken,Meleklerin sorduklari Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ne? sorularina ..
Rabbim Allah,Peygamberim Hz.muhammed (sav)Dinim islam ...Cevaplarini vermem gerektigini bildigim icin müslümanim...

6.Insan oldugum icin müslümanim ?

Allahu tealanin kurani kerimde bildirdigi onlari en güzel "Ahseni takvim" sekilde yarattik..ama onlardan öyleleri varki,gözleri var görmez,kulaklari var duymaz...onlar hayvandirlar..hatta "belhüm adal" hayvandanda asagidirlar..hitabina maruz kalmamak,hayvanlar gibi sadece yeyip icip ve ciftlesmek olmamali gayesi insanin...görev ve sorumluluklarimizin oldugunun bilincine ermemiz lazim..

7.Yarin mahser meydanina cikarken..Nemrutlarla,seddatlarla,karunlarla,zalim lerle,Saronlarla ve bushlarla cikmamak icin müslümanim
(herkes tabi oldugu liderleriyle oraya gelirler..)

8.Allahin son indirdigi ayette..." Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim."maide 3)
dedigi icin müslümanim...

değerli bilgileriniz için hepinize tek tek teşekkür ederim ALLAH razı olsun.

Allah (cc) katkıda bulunan bütün kardeşlerimizden razı olsun.

bilgiler çok kıymetliydi...katkısı olan kardeşlerime teker teker teşekkürlerimi sunarım...ve umarım ..dileri....devamıda gelir...


Bana Ebû't-Tahir Ahmed b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbnti Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Amr b. Haris, Ebû'z-Zübeyr El-Mekkî'den naklen haber verdi. Ona da Amir b. Vasile rivayet etmiş ki, kendisi Abdullah b. Mes'ud'u şöyle derken işitmiş : Şaki, annesinin karnında şakî olandır. Saîd ise başkasından ibret alandır. Müteakiben Âmir, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in ashabından Huzeyfe b. Esîd El-Gıfârî denilen bir zata gelerek bunu İbni Mes'ud'un sözü olmak üzere ona rivayet etmiş. Huzeyfe:
— Bir adam amelsiz nasıl şakî olabilir? demiş. Bu zât ona :
— Sen buna şaşıyor musun? Gerçekten ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve
«Nutfenin özerinden kırk iki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir. Melek ona sûre» verir; kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra :
— Yâ Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi? diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur; Melek de yazar. Sonra :
— Yâ Rabbi! Eceli ne olacak? der. Rabbin dilediğini söyler. Melek yine yazar. Sonra:
— Yâ Rabbi! Rızkı ne olacak? der. Rabbin dilediğini hükmeder. Melek yine yazar. Sonra melek : Sahîfe elinde olduğu halde çıkar, emrolunduğunun üzerine ziyâde eksik yapmaz.»
buyururken işittim, demiş. (1)

***

İnsanın kafir mi Müslüman mı olacağını Cenab-ı Hakk ezelde takdir eder. Daha doğmadan vazifeli melekler Cenab-ı Hakk’ın emriyle cennetlik mi cehennemlik mi olacağını yazarlar. Ancak bu durum Cenab-ı Hakk’ın, o kişinin hayatı boyunca işleyeceklerini bilmesi ile olur.

Rabbimiz bizlere irade-i cüz’iyye vermiştir. Biz bu irademizle cennet ehlinin işleyeceği amelleri işler cennet ehlinden oluruz; veyahut cehennem ehlinin amellerini işler cehennem ehlinden oluruz, Rabbimiz bu durumdan muhafaza buyursun cümleyi. İşte bizim neyi tercih edeceğimizi Rabbimiz önceden bilir. Hayatımız boyunca neyi tercih edeceğimizi, yarın ne yapacağımızı, ne zaman öleceğimizi, ne şekilde öleceğimizi, ibadetlerimizi nasıl yapacağımızı Cenab-ı Mevla önceden bilir. Tabiri caizse, bizim daha yaşamadıklarımız; fakat yaşayacaklarımız önceden bir film misali kayıt altına alınmıştır. Yalnız şu da vardır ki, Rabbimizin ezelde yapacaklarımızı bilmiş olması bizim tercihlerimizi, irademizi etkilemez.

Şöyle bir soru yöneltilmiş olsa bizlere: “Şu anda bilgisayarın başında, bu yazıyı okuyoruz. Biz bu yazıyı Cenab-ı Hakk önceden bildiği için mi okuyoruz; yoksa biz yazıyı okuyacağız diye mi Cenab-ı Hakk biliyor?” Bir kısım kişiler bu soruya birinci şıkkı cevap olarak görürke doğru olan cevap ikincisidir. Yani biz irademizle bu yazıyı okuyoruz, bu sebeple Rabbimiz önceden biliyor okuyacağımızı.

Soruda da deniliyor ki; Müslüman olmamız bizler için yalnızca Cenab-ı Hakk’ın bir nimeti mi, daha başka sebepler de olabilir mi?

Cenab-ı Hakk’ın bu nimeti için ne kadar şükretsek az. Bizler için en büyük nimet. Çevremizde bazılarını da görmekteyiz ki, anne-baba Müslüman olup evladı Müslüman olamayanlar var. Veyahut anne-baba Müslüman değil, evladı Müslüman. Bizler de şimdi son nefesimizi ne üzere vereceğimizi bilmiyoruz; Rabbim son nefese kadar son nefes dahil imanda, hidayette daim eylesin.

Müslüman anne-babadan dünya gelmiş olmamız Rabbimizin bizlere bir hikmetidir, anne-babamız Müslüman olmamış olsalardı bizlerin iman ile müşerref olması bu kadar kolay olmayabilirdi.

Sonuç itibariyle diyoruz ki; müslüman olmamızda irade-i cüz'iyyenin rolü büyük. ancak anne-babalarımızın da müslüman olmuş olması Rabbimizin bizlere bir ihsanı, lutf-u keremidir.

____
(1) Sahih-i Müslim, Hadis No: 2645
tek bir irade vardır.o da Cenabı Hakkın iradesidir.iradei cüz diye bir şeyden bahsedilemez .bu ikilik ortaya koyar......madem iradei cüz ün var dünyanın neresinde ne zaman kimlerden nasıl ve hangi şartlarda dünyaya gelmeyi hangi inancı yaşamayı ve ne zaman öleceğini senin iradenmi belirliyor.


Allah (cc) katkıda bulunan bütün kardeşlerimizden razı olsun.

Yüce Zât, hangi mânâlara uygun sûretlerin olmasını "MÜRÎD" isminin işaret ettiği şekilde "irade" etmişse, o şekilde onları "oldurmuş"tur!... O, onları "yok"tan "var" etmiş; onların üzerinde irade ettiği şekilde tasarruf etmiş; ve onlara ne görev vermişse, hepsi de "isteyerek" O`na icâbet etmiştir

Siz, düşüncenizde bir dünya yarattınız. Bu dünyanın üzerine insanlar, dilediğiniz özelliklerle bezenmiş insanlar yarattınız; ve o insanlar da bahşetmiş olduğunuz o özelliklerin sonucu olan davranışları ortaya koyuyorlar!.. Onlara yaptırdığınız bu şeyleri onlar, kendi bağımsız varlıkları ve iradeleri ile mi yapıyorlar?.. Yani, irade-i cüzleri ile mi bir takım davranışlar ortaya koyuyorlar?..

Yoksa, sizin ilminizde, düşüncenizde, takdirinizin gereği olan davranışları mı ortaya koyuyorlar?.. O, hayâlinizde yarattığınız iki insandan biri diğerine bıçak çekiyor ve onu öldürüyor. Onların yanında duran üçüncü bir kişi de, "o, bıçağı çekti ve öldürdü!.." diyor.

Ama bütün bunlar dikkat ediniz, sizin düşüncenizde ve ilminizde, sizin ilminize göre takdirinizle, kudretinizle, yaratmanızla, oluşturmanızla meydana geliyor!.

Peki, şimdi düşünün!.. Bu durumda, bıçak çekip öldürenle, ölenin durumunu ele alıp da, "Bu, kendi irade-i cüz`ünü kullanarak karşısındakini öldürdü" diyebilir misiniz?..

Diyebiliyorsanız... Elbette, tüm insanların hür, özgür iradeleri mevcut(!)(?)!. Onların üzerinde hükmeden, tasarruf eden bir varlık mevcut değil(!). Ve de tüm yaşam, her birinin kendi özgür(!) iradesi ile devam edip gidiyor!.



İkinci binin müceddidi kabul edilen İmamı Rabbanî`den sonraki yüzyılın müceddidi kabul edilen zât Şah Veliyullah Dihlevî`dir.

Hem Zâhiri hem de bâtınî ilimlerde büyük mertebe sahibi olan bu Zât`ın ülkemizde de yeni yayınlamış bulunan "Hüccetullahi`l-Bâliğa" isimli kitabının "Kadere iman" bölümünde bakın ne denmektedir:

"Kullar, işleyecekleri fiîlleri seçebilirler. Evet ama, kullar için GERÇEK BİR SEÇİM HİÇBİR ZAMAN SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. Çünkü bu seçim, kişinin değil de Allah`ın istediği şeyin olması; fayda vermesi hakkında bilgi sahibi olmadığı bir şey hakkında sâik ve azmin bulunması gibi sebeplerle mâlûldür. Bu durumda hangi ve nasıl ihtiyârdan bahsedilebilir?

"ONLARIN iHTİYÂRI YOKTUR" = "vema lehümül hıyereh" (Kasas-68)

Rasûlullah Aleyhisselâm aşağıdaki hadisinde şu mânâya işaret etmiştr:

-Şüphesiz kalpler, Allah`ın iki parmağı arasındadır; onları dilediği gibi evirip çevirir. "

Zamanının Gavs`ı olduğu söylenilen "Mârifetname" yazarı Erzurumlu İbrahim Hakkı da adı geçen kitabında bakın ne diyor:

"Ezeli hüküm, sebeplere nisbet olunmaktan ecell ve â`zâmdır.. Zira Hak Teâlâ’nın önce verdiğine, kulun sonradan istemesi sebep olamaz!. O halde Allah`ın sun`u, her şeye sebeptir; ve sun`una bir şey illet ve sebep değildir!

Onun sana inâyeti, senden bir şey değildir.. Onun inâyeti sana yöneldiğinde sen nerede idin?..

Her şey meşiyyete istinad eder!. Meşiyyet ise bir şeye müstenid değildir.. Zira Hak Teâlâ dilediğini yapar!. Âyeti kerimede:

"O dilediğini yapar" ( 2/253)

buyuruyor.. Her şeyin O`nun meşiyyeti (iradesi) ve kudretiyle meydana geldiğini duyuruyor."

Arkadaşım senin bu yazdıklarına delilin nedir,ismin idrak fakat idrak edemediğin işlerin içine girmişsin bir kere yaratma vasfı sadece Allah cc. için kullanılır.Dini biz ilmihallerimizden yani ehli sünnet vel cemaat olan görüşten alırız siz bu görüşlerinizi nerden aldınız,bir kere ehli sünnet vel cemaatten alsaydınız iradeye yüklenen görevi bilmeniz gerekirdi.
Kader iki türlüdür birisi İlahi kader ikincisi iradei kader bir insan istediği yere gidebilir helal veya haram olan yollara buralara giderken senin niyetine göre Rabbim o yollarda gitmeni yaratır ama giden sensin hayır veya şer bu iradene bağlı bir şey birde bu yollarda giderken aklına gelmeyen iradenin alamıyacağı işlerde başına gelebilir buda ilahi kaderdir.
Senin söylediğin gibi olsaydı o zaman imtihan olmazdı haşa Rabbimizin adaletinden bahsedilemezdi,bazı kullarına iyilik bazılarına kötülükmü yapıyor haşa Rabbimiz akıl verilmiş irade verilmiş ve yolar gösterilmiş şimdi sen kendi görüşünü yazdın o zaman sana Rabbimizmi yazdırdı o yazdıklarını haşa sen kendi iradenle kılavyeden harfleri seçip yazdın ama iyilikmi yaptın kötülükmü bunu iyi düşün,kafaları karıştırmak için yazdıysan boşa kürek çekme burdaki kardeşlerin Allahın izniyle itikatleri sağlam gel bir daha düşün.Adamın birisine hoca namazı kıl oğlum sayısız nimetlere kavuşursun birde Allah razı olur demiş.
O adamda senin gibi düşünüyormuş herhaldeki şöyle demiş hocam kaderimde olsaydı kılardım demiş.
Hocada kalkmış ensesine bir tokar sallamış,adam ne vuruyorsun hocam hoca olmasyadın ben sana yapacağı bilirdim demiş,hocada kaderinde tokat yemek varmış onun için vurdum demiş.
Anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az.

Adamın birisine hoca namazı kıl oğlum sayısız nimetlere kavuşursun birde Allah razı olur demiş.
O adamda senin gibi düşünüyormuş herhaldeki şöyle demiş hocam kaderimde olsaydı kılardım demiş.
Hocada kalkmış ensesine bir tokar sallamış,adam ne vuruyorsun hocam hoca olmasyadın ben sana yapacağı bilirdim demiş,hocada kaderinde tokat yemek varmış onun için vurdum demiş.
Anlayana sivri sinek saz,anlamayana davul zurna az.
...


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com