Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Namaz kıldırma memurunun (cami hocalarının) arkasında namaz kılınır mı kılınmaz mı?

Bi soruda ben sorayım...

Namaz kıldırma memuru olan cami hocalarının arkasında namaz kılınır mı kılınmaz mı? Neden kılınır yahud neden kılınmaz gerekçeleri ile birlikte açıklarsanız daha iyi olacaktır.

İmamı tanıyorsan ve güveniyorsak sorun yok. Fakat tanımıyorsak ve içimizde şüphe varsa nifak'a sebebiyet verilmemesi için kılınması lazım diye düşünüyorum.

Sonuçta her türden insan var. imam olmak için mezhebin vs bakılmıyor. imtihan yapılıyor geçen imam oluyor. Mezhepsiz, abdestsiz insanlar bile imamlık yapabilir.

Şimdi birilerine bu konu biraz ağır gelebilir, hatta geleneği kutsamış çoğu kişi için bu mesele "mesele" bile değildir, "hepimiz Müslümanız, bırakın kardeşim bu işleri, nereden çıkarıyonuz bunları" vs klasik çıkışlar.

Bu meseleyi anlayabilmek için önce Diyanet İşlerinin hangi amaçla kurulduğunu bilmek gerekir lakin konu uzun, meseleyi özetleyen Kemalist bir akademisyen olan Prof. Dr. Bülent Tanör (1940-2002), Diyanet’in kuruluş amacını tarif eden şu sözleri bize yeteri bilgiyi vermekte;

“Diyanet İşleri Başkanlığı, teknik bir kamu hizmeti kuruluşu olarak çalışıyor, rejimin talepleri doğrultusunda dinin kişiselleşmesine katkıda bulunuyordu. Yetkileri sınırlıydı, ruhani bir otoritesi yoktu. İslami kurallar öneremez, teolojik araştırma yapamazdı, dinsel mülk sahibi değildi. Kısacası DİB, laikleştirme politikasına dinsel meşruluk kazandırma görevi yüklenmişti... Devlet, dinin siyasal ve toplumsal alana karışması olasılığına karşı DİB’i kullanmaktaydı.” (Bülent Tanör, Kuruluş Üzerine 10 Konferans, 1920 Sonları - 1996)

İşte Diyanetin kısaca kuruluş amacı budur. Yani; İslam adına resmi ideolojinin maslahatını gözeten, İslam ile değil, resmi ideoloji ile çelişmekten sakınan bir Diyanet. Sadece bu mu? hayır. Hutbelerine bakın;

"Ormanı sev yeşili koru"
"vergi mukaddestir"
"milliyetçilik ve önemi"
"kurtuluş savaşımız ve M. Kemal Atatürk"
"devlete karşı vatandaşlık görevlerimiz"
"23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"

gibi diyanete bağlı camilerde okunan bu hutbeler insanı küre düşürür mü düşürmez mi? Allah'ın mescid/evinde sen hutbeye çıkacaksın ve bu dine en galiz küfürleri etmiş olan ( "Gökten indiği sanılan kitap" (1937- Son Meclis Konuşması), İslamiyet hakkında ''Arap Uydurmaları'' ( K.Karabekir, Paşaların Kavgası) ) Atatürk gibi bir kafire methiyeler düzeceksin ve ben aman fitne olmasın diye senin arkanda Namaz kılacağım öyle mi? hadi oradan.

Hiç unutmam eski Refah Partisi milletvekili Şevki Yılmaz malum Karadenizlidir. Bir gün hocanın birine "ey hoca çıkmış Karadeniz'de millete Teyemmümü anlatıyorsun, be hoca adam denize dalıp çıksa gusül abdesti alır ne teyemmümünden bahsediyorsun sen?" demişti. İşte böyledir bizim İmamlar, aman resmi ideoloji ile çatışmayalım da İslam ile çatışmışız hiç bir önemi yok, maaşımızı alalım, cenazeleri kılıp, mevlitlerini okuyalım, etliye sütlüye karışmayalım ohhhh

Keza eski mahyaları hatırlayın;









Şu kepazeliği görüyor musunuz? Birileri İslamla nasıl dalga geçiyor görüyor musunuz? Ah ah bu cahil Müslümanları az kandırıp onlarla alay etmediler hala da etmeye devam ediyorlar. Hala gerçek İslamı anlatmıyorlar, ne kadar bidat ve hurafe varsa onların peşindeler.

Hepsinin böyle olduğunu iddia edecek değiliz, ama kahir ekserisi maalesef böyle. Muvahhid, Allah'ın dinini üç beş kuruşa satmamış, bidatleri ihya etmeyen, hakkı eğip bükmeden anlatan, resmi ideolojinin okumakla mecbur bıraktığı hutbeleri çöpe atan imamlarımız elbette vardır onları tenzih ediyoruz ama sayıları maalesef çok azdır. Zaten gerçekten iman edenler her zaman azınlıktadır. Çoğunluk kimseyi aldatmasın. Nuh a.s 950 sene yaşadığı halde "çok az kişi kendisine iman etmişti" Hud-40

Müslimde geçen bir hadiste Allah'ın Rasulü şöyle buyuruyor:

"Ümmetler bana gösterildi. Bir nebi gördüm ki onunlu beraber ona tabi olan bir topluluk vardı. Bir nebi gördüm ki onunla beraber bir veya iki kişi, bir nebi de gördüm ki onunla beraber hiç kimse yoktu." (Müslim) SubhanAllah! Düşünebiliyor musunuz bir topluma Peygamber gelecek ancak kendisine iman eden hiç kimse olmayacak. İşte her zaman söylüyoruz ölçümüz çoğunluk değildir;

"Eğer yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Zira onlar, zandan başka bir şeye uymuyorlar ve dolayısıyla onlar ancak yalan söylerler" (Enam 116)



RedveKabul Allah razı olsun tamda söylemek istediğim gibi anlatmışsınız. Ancak bu kadar güzel açıklanır. Teşekkür ederim.
Sorunun ağır olduğunu ve biçoğununda kabul etmeyeceğinin farkındayım.

Sevgili Aciz: Cevap için teşekkürler ama siz olaya çok farklı yerden baktınız benim sorduğum bu değil.
"İmamı tanıyorsan ve güveniyorsak sorun yok."Tamam abdestli olsun Mezhepli olsun çok güvendiğim sevdiğim bir insan olsun amcam olsun dayım olsun velevki babam olsun. Kim olursa olsun sonuçta devlet memuru. Sonuçta devletin düzenlemiş olduğu müfredattan dışarı çıkamaz.

güveniyorsak en başta devlete ve diyanete güvenmiyorum. Onların atadıklarıda onalrın istediği gibi davranacaktır. Çünkü işlerine geldikleri gibi davranıyorlar. Laikliği/ Cumhuriyeti zedelemeyecek şekilde gerçekleri örtbas ederek ve her vaazlarında ottan böcekten din kültürü ve ahlak bilgisi ama onlarıda istedikleri aktarıyorlar.
bu karikatür güzel aktarmış:



Yine Diyanet İşleriyle ilgili bi fiyasko

DEVLET DİN ADAMLARINI SATIN ALIRSA NE OLUR? Buyrun;

1983: Kürtajı onaylayan yasa Milli Güvenlik Kurulu'da kabul edildi.
Hemen akabinde, Diyanet İşleri Başkanlığı, kürtajın "caiz" olduğuyla ilgili fetva verdi.

2012: Başbakanın "kürtajı bir cinayet olarak görüyorum" açıklamasının hemen ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı, kürtajın "haram" olduğuyla ilgili fetva verdi.

Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması diyorlar ya külliyen yalan, yok öyle birşey! Keşke ayrı olsa...Birbirinden ayrı olması ne demek? İslam ve Laiklik bibirlerinin zıttıdır. Ayrı olduğu taktirde laiklik diye bir şey kalmaz...Dolayısıyla hak ve batılı birbirine karıştırıp sunuyorlar.



Çok geniş bir konu. İnşaAllah uzun bir yazıyla açıklamasını yapacağım...Ki Redvekabul çok güzel açıklamış

RedveKabul Allah razı olsun tamda söylemek istediğim gibi anlatmışsınız. Ancak bu kadar güzel açıklanır. Teşekkür ederim.
Sorunun ağır olduğunu ve biçoğununda kabul etmeyeceğinin farkındayım.



amin kardeşim ecmain inş., cevabınızı bekliyoruz

İmamlıkla ilgili meseleler zaten forumda var. Buralardan bakabilirsiniz.

http://www.ihyaforum.com/namaz/35554-imamlik-ve-cemaat.html

http://www.ihyaforum.com/namaz/35556-imama-uymada-mezhep-degisikligi.html

İmamlıkla ilgili meseleler zaten forumda var. Buralardan bakabilirsiniz.

http://www.ihyaforum.com/namaz/35554-imamlik-ve-cemaat.html

http://www.ihyaforum.com/namaz/35556-imama-uymada-mezhep-degisikligi.html


Baktım ve sorumla hiçbir alakası yok...Ben namaz kıldırma memurlarından bahsediyorum sevgili zümrüdü anka.

Fâcir ve fâsık (günahkâr) bir kimsenin arkasında namaz kılmak caizdir. Namaz olur. Ancak mekruhtur. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur ki:

"İyi ve kötü herkesin ardında namaz kılınız. (İster sâlih olsun ister fâsık, her Müslümanın arkasında namaz kılabilirsiniz)”[Aclunî, Keşfu’-Hafâ, II, 32; İbn Mâce, Darekutnî, Taberanî, Ebu Nuaym, Ebu Davud, Beyhakî]. Sahabe ve tabiîn Cuma namazı olsun başka namazlar olsun, imam zalim de olsa fasık da olsa facir de olsa ona tâbi olurlar, uyarlardı... Ancak bununla birlikte fâsıkın/günahkârın, anlattığınız türden bir imamın arkasında namaz kılmanın Ehl-i Sünnet’çe mekruh sayıldığını da unutmamamız lazım. Daha iyi, daha takva bir imam varken, o tercih edilmemeli...

Fâcir ve fâsık (günahkâr) bir kimsenin arkasında namaz kılmak caizdir. Namaz olur. Ancak mekruhtur. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur ki:

"İyi ve kötü herkesin ardında namaz kılınız. (İster sâlih olsun ister fâsık, her Müslümanın arkasında namaz kılabilirsiniz)”[Aclunî, Keşfu’-Hafâ, II, 32; İbn Mâce, Darekutnî, Taberanî, Ebu Nuaym, Ebu Davud, Beyhakî]. Sahabe ve tabiîn Cuma namazı olsun başka namazlar olsun, imam zalim de olsa fasık da olsa facir de olsa ona tâbi olurlar, uyarlardı... Ancak bununla birlikte fâsıkın/günahkârın, anlattığınız türden bir imamın arkasında namaz kılmanın Ehl-i Sünnet’çe mekruh sayıldığını da unutmamamız lazım. Daha iyi, daha takva bir imam varken, o tercih edilmemeli...

***

Namazda cemaate imam olacak kimsede elbette ki birtakım ilmî ve ahlâkî vasıfların bulunması gerekir. Çünkü imam olan insan, namaz esnasında üzerine cemaatin mes’uliyetini yüklenmekte ve cemaatin rehberi-kılavuzu olmaktadır.

Vazifesi itibariyle imamların dikkatli olmaları… İslâmî yaşayışı ve ahlâkı ile örnek bir insan olarak hareket etmeleri… Müslümanların gözünün hep kendi üzerlerinde olduğunu düşünerek istenmeyen davranışlarda bulunmamaları gerekir.

Bu vazifenin bir Peygamber mesleği olduğu devamlı hatırda tutularak, ona göre titiz ve ihtiyatlı davranmalıdır.

***

Bütün bu hususlar göz önüne alınarak İslâm âlimleri imamlığa ehil olacak kimseleri şu şekilde tasnif ederler:

a) İmam olacak kimse önce namazın ahkâmını, sıhhatini, namazı bozan ve bozmayan şeyleri, sünnet ve mekruhlarını iyi bilmelidir.

b) Kur’ân’ı düzgün ve yanlışsız olarak okuyabilmeli. Kur’ân’dan maksat, namazda okuduğu sûre ve âyetleri namaz sahih olacak şekilde düzgün okumasıdır.

c) Bundan başka söz-hâl ve hareketlerinde daima takvayı esas almalı... Haramdan ve şüpheli şeylerden uzak durmalıdır.

d) Ayrıca ahlâkî bakımdan mu’tedil bulunmalı… Ahlâksızlık sayılabilecek çirkin fiillerden uzak durmaya çalışmalıdır.

e) Diğer yandan imamlık yapacak kimse herkes tarafından sevilen, sayılan birisi olmalıdır. Çünkü, imamlıkta ilk aranan şart, cemaatin çokluğundan ziyade imamın faziletli bir insan olması, cemaat tarafından benimsenen şahsiyete sahip olmasıdır.

***

Bu arada bazı kimselerin imamlıkları da mekruhtur. Fıkıh kitaplarımızda buna şu sınflar misal olarak verilir:

Kölenin, â’mânın, haram ve günahları işlemekten çekinmeyen fâsık kimselerin, bid’atçıların, veled-i zinanın imamlık yapmaları mekruhtur.

Bunların ayrı ayrı sebep ve hikmetleri vardır. Bugün kölelik müessesesi olmamakla birlikte, onunla ilgili hükmü de kaydedelim; köle olan kişi yarım insan sayılmaktadır.

Â’mâ kişiler ise, üstünün-başının temizliğine pek dikkat edemezler. Farkında olmadan üzerlerinde namazın sıhhatine mâni olacak/olabilecek kadar necaset bulunduğu halde namaza durabilirler.[İbrahim b.Muhammed el-Halebî, Mecmau’l-Enhür Şerhu Mülteka'l-Ebhur, 31-32]

Fâsık ve bid’atçı kimselerin imamlığına gelince… İçki-kumar-faiz, yalan ve gıybet gibi fiilleri işleyen kimselere fâsık denir. Bu arada toto-loto, piyango da birer kumar olduklarından, bunların haram olduğunu bile-bile işleyen kimselere de fâsık olur. Esas itibariyle cemaatin önüne geçecek kimse de, İslâm’ın ve Müslümanların hoş karşılamadığı böyle fiilleri işlememesi icap eder. Bunun için de imkân nisbetinde böyle kimseler çeşitli vesilelerle ikaz edilmeli, bu kötü fiillerden uzaklaşmaları sağlanmalıdır.

***

Fakat, bütün bunlarla birlikte gerek hadis kitaplarımızda ve şerhlerinde kaydedildiğine, gerekse fıkıh ve –akaid-kelâm kitaplarımızda yer aldığına göre, yukarıda da belirttiğimiz üzere, kerâhetle birlikte fıska giren ve bid’at işleyen kimselerin arkasında namaz kılınır. Bu namaz sahih olur. Ancak, işlemiş olduğu haram fiili küçümser, haramlığını umursamaz, hattâ haram olmadığına beyanda bulunursa, kısacası fıskı-bid’ati amelinde değil de itikadında ise, işte böyle kimselerin arkasında namaz kılınmaz.

***

Bu arada bazı kaynaklarda ‘bid’at sahibinin ve fasıkın arkasında namaz kılan kimse cemaat sevabını alsa da, bu sevap takva ehli bir imamın arkasında kılınan namazın sevabına yetişmez, onun kadar olamaz’ açıklamaları mevcuttur.[Hey’et, el-Fetâvâ'l-Hindiyye, 1, 84]

***

Sigaranın haram olduğuna dair hükümler bulunmakla birlikte, farklı görüşlerin de olduğu ve günümüzde ‘belvâ-yi âmme’ cinsinden bulunduğu içindir ki, sigara içen kimselerin arkasında da namaz, gene kerahetle caizdir. Ancak, yukarıda da dediğimiz gibi, imam olan şahıslar örnek kabul edilen insanlar olduklarından bu ve benzeri alışkanlıkları da mutlaka terk etmelidirler.

***

Bu vesileyle şu önemli hususu da belirtmeden geçmeyelim:

Bir imamda hatta önde gelen diğer yönetici durumundaki kişilerde, kötü bir alışkanlık, fıska giren bir hareket görüldüğü zaman, münasip bir dille onu kendisine hatırlatmalı… Herkese duyurup ilân ederek aleyhinde bir hava meydana getirmemeye çalışmalıdır. Hedef onun kusurunu yaymak değil, onun o kusurdan kurtulması olmalıdır. Çünkü bu tip yanlış hareketler, bu vazifeyi yapan bütün şahıslara da dolaylı olarak tesir edebilir. Bu nazik ve hassas noktaya da özellikle dikkat edilmelidir.

Kaynak: Molla Cami Soru cevap sayfasi, Dini sorular, soru sorma sayfasi, dini cevaplar, islami perspektif | mollacami.com

Anlaşılamayan bir husus kaldıysa sorabilirsiniz kardeşim :)

Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir. [Mâide 44]
Allahın indirdikleriyle hükmetmeyen bir devlet ve onun imam olarak atadığı bir kişi. Siz o kişinin ehli sünnet, takva sahibi olduğunumu düşünüyorsunuz? Sen devletin işine yarayacaksınki devlette senin işine yarasın. Bu kişiler devlete hizmet ediyor devlette onlara ev ve her ay düzenli bir maaş veriyor. Parayla namaz kıldırıyor işte. Ve bende onun analttıklarını dinliyor ve arkasına geçip namaz kılıyorum.

İslâmî yaşayışı ve ahlâkı ile örnek bir insan olarak hareket etmeleri… sizce islama uygun mu yaşıyorlar? islam sadece namaz kılmak zekat vermek oruç tutmak hacca gitmek midir?

+
b) Kur’ân’ı düzgün ve yanlışsız olarak okuyabilmeli. Kur’ân’dan maksat, namazda okuduğu sûre ve âyetleri namaz sahih olacak şekilde düzgün okumasıdır.

Kur'an sade okunmak için indirildi? Kur'anı yaşısınki bizde ona uyalım...

Anlaşılamayan bir husus kaldıysa sorabilirsiniz kardeşim :)


bence siz benim demek istediğimi anlamadınz (: ya da anladınızda anlamamazlıktan geliyorsunuz. Benim sorum bu değil.

O zaman ülkedeki tüm imamları tek tek inceleyip etiketleyelim. Şimdi siz bir kuruma yönelik konuşuyorsunuz.
Ben o kurumun yöneticisi yetkilisi olmadığım için cevap veremem. Bu soruyu gidip o kuruma soracaksınız.
Burada bahsedilen "imamlık" liyakatı.
Ve imamlar elbette maaş alacaklar. Ailesine ne yedirip ne içirecek?
Kişi çevresindeki mahallesindeki imamı az çok tanır. Ve bu yukarıdaki şartlara uyup uymadığına kendisi karar verebilir.

Namaz kıldırma memuru olan cami hocalarının arkasında namaz kılınır mı kılınmaz mı? Neden kılınır yahud neden kılınmaz gerekçeleri ile birlikte açıklarsanız daha iyi olacaktır.

Sorunuz bu değil mi?

bence siz benim demek istediğimi anlamadınz (: ya da anladınızda anlamamazlıktan geliyorsunuz. Benim sorum bu değil.


Cevapta niye bir art niyet arıyorsunuz anlayamadım?

Şöyle söyliyeyim bizim caminin imamı karşı komşumuz ve sevdiğim bir abi. Sesi müthiş güzel çok güzel Kur'an okuyor. Vaazlarınıda dinledim hep aynı şeyler anlatılıyor ondan önceki imamda aynı şeyi söylüyordu. Her ramazan aynı şeyi dinliyoruz. İslam bu mu yani?? Ben art niyet aramıyorum sadece hakikatı duymak istiyorum. Binlerce kardeşimiz katlediliyor. Irak Filistin Suriye Afganistan hiç bu kardeşlerimizden Cihaddan bahsetmiyorlar. Allah yolunda ölen şehidlerimizden hiç bahsediyorlar mı? Ama İslamla yönetilmeyen bir devlet için ölenleri hemen şehid mertebesine çıkarabiliyorlar onları anlatıyorlar onlara dua edelim diyorlar. Koskoca Kuranı Kerimin hangi ayetini açıklıyor bu cami hocaları? O kadar ayet varken bunlar hala sanki çocuklara masal anlatıyorlar. Hangisi yusuf 40. ayeti açıklayabilir. Hangi hoca? Açıklayabilirler mi? Açıklayamazlar ! Çünkü haklarında soruşturma başlatılır görevlerinden de alınırlar. Benim duymak istediğim hakikat hep aynı şeyi dinlemekten sıkıldım ve sizde aynı şeyleri söylüyorsunuz.


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com