Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Aşure Pişirmek Sünnet Midir?

Muharrem ayında peygamber efendimiz zamanında da aşure pişirilmiş midir?yoksa aşureyi sadece Nuh A.S. ın sünnetine imtisalen mi pişiriyoruz?

İbnu Mes'ud (r.a.) anlatıyor: Rasülüllâh (s.a.v) buyurdular ki: "Kim ailesine Aşûra günü geniş (cömert) davranırsa, Allah da ona senenin geri kalan günlerinde geniş davranır."

Süfyân-ı Sevrî(r.a.) dr ki: "Biz bunu denedik ve öyle bulduk."


AÇIKLAMA:

Münâvî, "O gün Hz.Nuh aleyhisselâm'ın ve yanındakilerin Tûfandan kurtulmuş olarak ilk defa karaya indiklerini, selâmet ve bereket içinde, ailelerinin geçimliklerini hazırlamakla emrolunduklarını, böylece bugünün geçim vazifelerinde bir genişlik ve bolluk günü olduğunu, bu bolluğa her sene katılmanın bir sünnet kılındığını" -eslâftan naklen- belirtir.

(Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, c.9, s.240)

açıklama için teşekkür ederim ankebut kardeşim allah razı olsun.

Meseleyi tekrar ele almaktansa, benzer bir mesaja geçene verdiğimiz bir cevabı buraya da eklemeyi uygun buldum. Umarım faydalı olur. H. E.
***

Bir peygamberin hele hele ülû'l-azm bir peygamberin yaptığı bir fiil, şayet mensuh ve merdut değilse, niye bid'at olsun?!

Bilmeniz lazım; Edille-i Şer'iyye-i Asliyye'nin dışında bir de Edille-i Şer'iyye-i Fer'iyye vardır İslâm hukukunda... ve Fer'î dellerden birisi de, usûl-i fıkıhtaki geçtiği şekliyle, "Şerâiun min kablinâ şerîatün lenâ" kaidesidir. Yani "Bizden öncekilerin şeriatlerindeki (hükmü kalkmamış, reddedilip yürürlükten kaldırılmamış olan hükümler, adet ve an'âneler) bizim de şeriatımızdır."

Buna birilerinin -veya bazılarının diyelim- bid'at demesi Nuh aleyhisselamın bu güzel sünnetinin bid'at olduğunu göstermez. Kaldı ki eğer bid'at olsaydı, Ehl-i Sünnet alim ve mutasavvıfları (Allah hepsinden razı olsun) bugüne kadar niçin uygulasınlardı..? Bid'atla uzaktan ya da yakından hiçbir ilgisi-lişiği yoktur, bazı bid'at ehli kişilerin de bu adeti yapıyor olmaları, bu sünnete halel getirmez.

Gelelim ibadet olarak yapılması meselesine...

Eşyada aslolan hıll”dir” yani helâl olmasıdır. Haramlık ârızîdir, sonradan oluşur. Şerîatın açıkça nehyetmediği/yasaklamadığı her şey mubah ve yapılması câizdir. Bu kâide, Hâniyye’de, “el-Aslü fi’l-eşyâi’l-ibâha: Eşyada aslolan ibâhadır, yani mubah olmasıdır” diye zikrolunmuştur. (Bilmen, Ömer Nasuhi, Hukuk-ı İslamiye Kamusu, 1, 298)

Mesela buna mümasil bir ibadeti "rabıta"yı ele alalım... Tasavvur ve tefekkürden ibâret olan râbıta-i şerife hakkında, muteriz ve münkirlerinin iddiları üzere hiç bir şer‘î delilin olmadığını –farazâ– kabul etsek bile, menhiyyün anh yani dînen haram ve yasak olduğunu isbat edebilmek mümkün mü? Değil. O takdirde, râbıta-i şerifenin de, âşure sünnetini ibadet-kurbiyet niyetiyle yapmanın da mubah bir fiil olduğu, hiçbir itirâza yer olmayacak kadar açıktır.

Hâl böyle olunca, neticeye gitmek için deriz ki; mubah bir fiile devam etmemiz sayesinde, mendub olan bir şeye ulaşırsak, o mubah olan fiilin de mendup olduğu anlaşılır. (Hüseyin ed-Devserî, er-Rahmetü’l-Hâbita…, Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbâni hâşiyesi, 1, 225-226)

Demek oluyor ki, râbıta-i şerife ile meşgul olmak gibi gibi ibadet niyetiyle âşûre pişirmenin de gayr-i İslâmî bir şey olduğunu söylemek doğru bir iddiâ olamaz.

Kaldı ki âşure pişirme sünneti (ki sünnet ibadettir ve bunu yapanlar ibadet-kurbiyet, rıza-i ilahi niyetiyle yapmaktadırlar), İslâm âleminde sayıları tevâtür haddine ulaşmış bir topluluğun amelidir. Bu da Hz. Nuh'un (a.s.) bu sünnetinin devam ettiğini gösterir. Çoğunluk, âşurenin gayr-i meşru‘, bid'at-hurâfe olduğu, binaenaleyh ibadet maksadıyla yapılmaması gerektiği yönünde bir şey söylememiştir. Müstesnalarsa, hepimizin bildiği gibi, kaideyi bozmaz.

Son söz; "Kırk yıllık kâni, olur mu yani..." "Eski köye yeni adet..." cinsinden, nevzuhur bir yazı olmuş... Lütfen biraz dikkat, diyorum. Zorlamalarla bir yere varılmaz, varılırsa da yanlış hedeflere varılır...

Son söz; "Kırk yıllık kâni, olur mu yani..." "Eski köye yeni adet..." cinsinden, nevzuhur bir yazı olmuş... Lütfen biraz dikkat, diyorum. Zorlamalarla bir yere varılmaz, varılırsa da yanlış hedeflere varılır...

allah razı olsun hocam .benim bu souyu burada tevcihimin sebebi nevzuhur bir hadise olarak sunmak vaya kafa karı ştırmak değil, yanlızca arkadaş sohbetinde yoneltilen bir soruya ,bu hususda bir hadisi şerif veya peygamber efendimizin tavsiyesi varsa bilmeden cevap vermiş olmamaktır.yoksa bu kadar zamandır mütevatir olan bir sünnetin altında zorlama ile bişey aramak veya bidat olduğunu iddia ,haddim değildir aklımdan da geçmez.eğer süalimde bir uslup hatası olduysa affınızı istirham ederim cevabınız içinde teşekkür ederim..

Sevgili LETAİF;

Maksadım seni itham filan değil. Sadece doğruların bilinmesi ve bir de daha önce anlatılmış, yazılıp çizilmiş olan meselelerin durmadan tekrarının önlenmesi... Amiyane tabirle "tekerleği yeniden yeniden keşfetmeğe" gerek kalmaması... Bunun için de ciddi-ilmi yazı ve cevapların dikkatle okunmasının temini... İkazım ve işaretim bu yönedir ve yalnızca bu soru ve cevap dolayısiyle size de değil, tüm üyelerimizedir. İnşaallah okurlar ve mukteza-yı hale göre davranmaya gayret gösterirler.

Bilvesile selam ve muhabbetler...

ALLAH celle celaluhu Halis ECE ve ankebut-57 kardeşimizden ebenden daimen razı olsun hakikaten bildiğimiz bi konuydu amma bu kadar delilli veya açıklayıcı deyildi... çok teşekkürler ediyorum çok güzel ifade edip bizlere sunduukları için.. en azından bizimde ellerimizde bir delilimiz oldu...

konuyu soran LETAİF kardeşim ve cevaplayan ankebut ve Halis hocam Allah razı olsun :)
bu bilgileri duymak, okumak, bilgilenmek şahsım adına çok iyi oldu...

hatırlatmak istediğim bir nokta var. insanlar arasında dolaşan şu söz içimi sızlatır "aşûre ayı"! bu ay aşûre ayı değildir elbette bu ay Muharrem ayıdır. aşûre günü vardır oda Muharrem ayının 10. günüdür. bizler bilir kişileriz elbette anlatmaya lüzûm görmüyorum da ola ki bilmeyenler okur faydam dokunur düşüncesiyle yazdım :)

selam ve sevgilerimle...

Rabbim sizlerden de razı olsun sevgil hak yocusu ve kardelen54...
Ben teşekkür ederim.
Dualarınıza mukabil dualar ve selamlarımla...



bu kadar güzel aydınlatıcı sözlerin üzerine
bir aşure iyi gider diye düşünüyorum..
buyurun afiyet olsun :) :)

Teşekkürler sevgili hak yolcusu kardeşim... İnan sanal da olsa hoş olmuş. Görüntü gerçekten enfes! Ellerine sağlık.
Önce siz buyrun, hepimize afiyet olsun.


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com