Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


sünnet yerine kaza namazı kılınır mı?

bir kısım insanlar vakit namazlarında sünnet yerine kaza namazı kıldıklarını söylüyorlar. bunu da mezhebe dayandırıyorlar. bunun aslı var mıdır

Allah razı olsun faruk kardeşim.


Allah razı olsun faruk kardeşim.

insanları Efendimize yaklaştıracak sünnetleri eda etmede mahzur görenleri birer katilden farksız görüyorum, >:(

kaza her zaman kılınabilir ama sünnetler bir daha ele geçer mi?

ve eda edilen her sünnet bizi EFENDİMİZİN AHLAKI İLE AHLAKLANDIRMAZ MI?

sn aktarcı ne kadar güzel bir konuya değindiniz,sağolun,

;) ;) ;) ;) ;) ;) ;) ;)

http://www.mollacami.net/forum/index.php/topic,5991.0.html

http://www.mollacami.net/forum/index.php/topic,2766.0.html

_________________________________________________

Kaç defadır foruma konusu açılan meselenin, bazı kesimler tarafından tabiri câizse "temcit pilavı" misali ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürüldüğüne şahit oluyoruz. Bundan önce edepsizce yazılan birkaç mesajı buradan kaldırmış olmamız gibi...

Üstüne üstlük, kendini bilmez tavırlar içinde, İslâm âlimlerimize utanmadan söz söylemek ve daha ileriye gidip onların söylediklerine "Bu çok çirkin ve cahilce edilmiş bir söz" deme küstahlığını göstermek, ne edep ne de forum kriterlerimizle bağdaşır değildir.

Mezheplerin hükümlerini bir birine katmanın câiz olmadığını bildiği (ki orasını bildiği de meçhûl) halde, hâlâ diğer mezhepleri kıstas kabul eden, dahası ise; "câhil" deme bedbahlığını gösterdiği son devir İslâm âlimine, aklı sıra yine onun talebesi üzerinden cevap vermeye çalışma gafını yapanlara, Allâh'tan hidâyet ve yanında da biraz ilmî gayret temennî ediyoruz.

Selamlar.

ankebut kardeş Allah razı olsun.

Şu mübarek günlerde küstahlığını ve haddini bilmezliğini böyle nezih bir forumda kusan kişilerin cevabını vermişsin...

Kaç defadır foruma konusu açılan meselenin, bazı kesimler tarafından tabiri câizse "temcit pilavı" misali ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürüldüğüne şahit oluyoruz. Bundan önce edepsizce yazılan birkaç mesajı buradan kaldırmış olmamız gibi...

ankebut kardeşim yazmış olduğunuz bu yorumu tam olarak açıklayabilirmisiniz. burada bu konuyu açtığımız için bizi mi kastediyorsunuz. anlayamadım

Konuya haddi olmayan cevaplar yazan için demiş sanırım kardeşimiz.

Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer’i bir özürle kazaya kalmışsa, mesela, seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku, unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez, bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu özürle kazaya kalması günah değildir.

Böyle bir özürle kaçırılan namazlara faite namaz denilmektedir. Çünkü, bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terkedilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, nafile kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. (Redd-ül muhtar, Halebi, Hindiyye)

Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]

Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. Sünnetlere nafile denir.

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmelidir.)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyetinde, (Farz olan ibadetler ödenmeden nafileler kabul olmaz) buyurdu. (Kitab-ül Harac)

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fahire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat]

(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48]

Bu kitabı şerh eden Hanefi âlimi Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanın, sünnetlerinin de kabul olmayacağını bildiriyor) buyuruyor. Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri (Fütûh-ul gayb) kitâbında diyor ki: Mü’minin en önce farzları yapması lâzımdır. Farzlar bittikten sonra, sünnetleri yapar. Ondan sonra nâfilelerle meşgul olur. Farz borcu varken, sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Farz borcu olanın sünnetleri kabûl olmaz. Alî ibni Ebî Tâlib “radıyallahü anh” bildiriyor. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Farz kılmayıp, kazası olan kimse, kazasını kılmadan nâfile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur. Bu kimse, kazâsını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını kabûl etmez).

Farzın yanında nafile ve sünnet, deniz yanında bir damla bile değildir. (Mekt. Rabbani)

Bu vesikalara rağmen, Allah’ın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tesbih, Teheccüd gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Bir kimse, ömründe hiç nafile kılmasa, ahirette ceza verilmez. Fakat bir farzı terk etmenin cezası çok büyüktür. Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmenin cezası, 700 büyük günaha bedeldir. (Câmi’-ül-fetâvâ)

Unutulmamalı ki İmamı Azam Ebu Hanife Hazretleri tabiinin büyüklerindendi. Onun vaktinde bir kimsenin bilerek namazını kazaya bırakması düşünülemezdi öyle ki bir kişi cemaate gelmese cenazen mi vardı denilirdi.

O halde Resulullah efendimizin emrine uyup bir an önce kazaları bitirmeye çalışmalıdır.

Allah razı olsun Salih Bey
Benim kafamın içini yiyen kemirgen vesvesemden beni kurtardın artık bundan sonra içim rahat Bende okumuştum yıllanmış kaza namazı dururken nafile kılmanın bi fayası olmadığını bunun üzerine yaklaşık bir aydır kaza kılıyordum sünnetlerin yerine hesaabımıda çıkardım birgün borcum bitince inşallah sünnetlerede başlayacağım.Bundan sonra bu konuyu düşünmeyeceğim.Allah ıma şükürler olsun ki yeniden doğdum.

efendiler. atladığınız bir nokta var. farz borcu olan nafile kılmasın. kaza kılsın.tamam. ama farz namazlardan önceki ve sonraki namazın sünnetleri dediğimiz namazlar bunlardan istisna edilmiştir. onların yerine kaza kılamaz sınız. o sünnetleri kılmak zorundayız. çünki onlar namazın içerisine dahildir. mesela öğle namazı 4 rekat mıdır yoksa 10 rekat mı. kaza borcu olanlar için 4 rekat, kaza borcu olmayanlar için 10 rekattır diyebilirmiyiz. tabi ki hayır. burada nafileden kasıt vaktin farz ve sünneterinin dışında kalan ve canımız namaz kılmak istediğinde kıldığımız namazlardır. mesela kuşluk namazı demek kuşluk vaktinde mamaz kılmak demektdir. kuşluk vaktinde kıldığın mamaza kaza diye niyet etsen hem kuşluk vaktinde namaz kılmış olursun hem de kaza kılmış olursun. yoksa farz namazından önce sünnet yerine kaza kılmak peygamberimiz için 5 dakikamızı da ayırmaya üşenmek anlamına gelir. o bizim için büttün ömrünü ayırdı. ya biz?

Birtakım yorumlar konunun özünü değiştirdiğinden kaldırdım, konu bütünlüğünü sağlamak açısından. "Sünnet yerine kaza veyahut diğer kuşluk namazı yerine kaza namazı kılınsa, kılınmalı" görüşünü savunan arkadaşlarımız aslında çok farklı bir meseleden bahsediyor. Mesele Hanefi ve Şafii fıkhını iyi bilmek. Bir taraf Şafii ulemasının görüşünden bahsederken diğer taraf Hanefi ulemasının görüşünden bahsediyor. :)

Şafii ulemasına göre kaza borcu olan nafile namaz kılamazken Hanefi ulemasına göre kaza borcu olan nafile kılabilir. Ancak şu muhakkak ki bir niyyetle iki namaz kılınamaz. Kılınan kuşluk namazı ise kuşluk namazıdır, sünnetse sünnettir, kaza ise kazadır.

Kaza borçları varken sünnetleri ihmal etmek doğru bir hareket değil, Sünnet-i Seniyye'den uzaklaşmaktır. Ki bu da sahibini Şefaat-i Rasülullah'tan mahrum olmaya götürebilir... Rabbim Sünnet-i Seniyye'den ayırmasın cümleyi...

ahirette namazdan suale çekildiğimizde eksik çıkan namazımız için rabbim bu kullun hiç nafile namazı yokmu diye sorduğunda nafile namazlar farz namazları tamamladığını anlattı sohbet hocalarım salih guneş arkadaşım kaza borcu olan kıldıgı nafile namaz kabul olmaz demiş birde sünnetler konusunada katılmıyorum .Allah inannan kulları peygamber sünnetinden ayırmasın


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com