Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kadının kocasının izni olmadan tuttuğu nafile oruç

Kadının kocasının izni olmadan tuttuğu nafile orucun haram olmasındaki hikmet nedir acaba bu gibi bir soruyla karşı karşıya kalındığında bu na verilecek cevab nedir?erkek için böyle bir durum yok iken kadınlar için böyle bir hükmün hikmeti nasıl anlaşılabilir değerli yorumlarınızı bekliyorum.

“Hangi kadın kocasından izinsiz (nafile) oruç tutar da kocası ondan (cinsi münasebet) ister o da kocasına karşı çekingen davranırsa, Allah o kadın üzerine üç büyük günah yazar.” (1)

Günahın birincisi, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutması; ikincisi, orucu bozmamakta ısrar; üçüncüsü, kocasının arzusunu yerine getirememesidir. Bu kadının kocasına hizmeti nafile ibadetlerden önde gelir.

Ashab-ı Kiram’dan Ebû Said (r.a.)’ ten nakil olunmuştur: Biz Allah Rasülü’nün huzurunda bulunuyorduk. Bir kadın geldi ve şöyle konuştu:

Kocam Sefvân bin Muattal, namaz kıldığım zaman beni dövüyor, oruç tuttuğum vakit orucumu bozduruyor; kendisi de sabah namazını güneş doğasıya kadar kılmıyor.

Kadının kocası Sefvân, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) huzurunda bulunuyordu. Rasül-i Ekrem (s.a.v.) kadının söylediklerinden ona sordu. O:

Ey Allah’ın Rasülü, “Namaz kıldığım zaman beni dövüyor” demesi şu: Namazda uzun iki sûre okuyor. Ben onun namaz kılmasını değil, uzun süre okumasını istemiyorum, dedi.

Bunun üzerine Rasülullah (s.a.v.):

“Bir sûre insanların okumasına yeterli olurdu” buyurdu. Adam:

“Oruç tuttuğum vakit orucumu bozduruyor” meselesi şöyle: Nafile oruç tutma hevesi peşinde gidiyor. Ben ise genç bir adamım, gündüz cima etmemeye sabredemiyorum, dedi. Rasül-i Ekrem (s.a.v):

“Kadın ancak kocasının izniyle nafile oruç tutabilir”, buyurdu. Adam:

Benim sabah güneş doğasıya kadar sabah namazını kılmadığım iddiasına gelince; biz ev halkı olarak başımızda ağırlık (uykudan baş kaldırmama hastalığı) bulunan bir topluluğuz. Ancak güneş doğduktan sonra uyanabiliyoruz, dedi. Rasül-i Ekrem (s.a.v.):

“Uyandğın vakit hemen kılıver”, buyurdu. (2)

İslam dini kadınla erkeğin arasındaki karşılıklı hak ve vazifelerini en kamil bir usulde tanzim etmiş bulunmaktadır. Onlar arasındaki huzurun ahenkli olarak devamı için tesis edilen bu vazifelerin zamanında yapılması ve hakların hak sahiplerine ödenmesi gerekmektedir.

Bir başka hadis-i şerifte buyruluyor ki:

“Bir kadın kocası müsaade etmedikçe oruç tutamaz. Eğer tutacak olursa açlığı ve susuzluğu yanına kalır, oruç da kabul olunmaz.” (3)

_________________________
(1) Feyz’ül-kadir c.3, s.138
(2) Mişkât s.282
(3) İhya-ü Ulumiddin


***

Ali Eren, Evlilik ve Aile Eğitimi, Ailem Yayınevi

İbni Ömer (r.a.) de hac için Rasülullah (s.a.v.) den şu hadis-i şerifi rivayet ediyor: “Kocası olan zengin bir kadın, kocası müsaade etmiyorsa hacca gidemez."

Kocasının cinsi münasebette bulunma isteğini engellememek, kadının kocasına karşı olan görevlerinden biridir. Zikrettiğimiz hadis-i şeriflerden de anlaşılacağı gibi, kadın bu hususta o kadar dikkatli olmalı ki, nafile oruç tutmak isterse bunun için kocasından izin almak zorundadır. Çünkü kocası kendisi ile oruçlu iken cinsi münasebette bulunamamaktadır. Kocasının bu arzusunu yerine getirmek bir itaat olduğu için, aksini meydana getirmeye sebep olacak hususlardan kaçınmalıdır.

Yine bu hükümlerden de anlaşılıyor ki, bir kadının kocasının arzularına riayet etmek üzere ona itaat etmesi dini bakımdan nafile olan ibadetlerden daha efdaldir. Bunun içindir ki, bir kadın Ramazan-ı Şerif ayının orucu ve Ramazan-ı Şerif ayında tutamadığı orucu kaza etmek için oruç tutmaktan başka mübarek günlerde izinsiz olarak oruç tutamaz. Nafile oruç tutması için kocasının kendisine izin vermesi lazımdır. Zira bir kadın kocasının hakkını yerine getirmedikçe Allah-ü Teâlâ’nın hakkını ödemiş sayılmaz. Öyle ya kocaya itaat etmek Allah-ü Teâlâ’nın emri olduğuna göre kocasına itaat etmeyen bir kadın, Allah-ü Teâlâ’nın emrini terk etmiş yerine getirmemiş olur ki buna da Allah’ın hakkının yerine getirilmemesi denir.

Hadis-i şeriflerde görüldüğü gibi kadın nafile oruç için yanında duran kocasından izin almalıdır. Yoksa kocası seferde olan bir kadının nafile ibadet için kocasının müsaadesini alması şart değildir. Nafile namaz kılabilir, nafile oruç tutabilir.

______
Ali Eren, Evlilik ve Aile Eğitimi, Ailem Yayınevi

aciklamaniz icin tesekkürler kardesim


aciklamaniz icin tesekkürler kardesim


“Hangi kadın kocasından izinsiz (nafile) oruç tutar da kocası ondan (cinsi münasebet) ister o da kocasına karşı çekingen davranırsa, Allah o kadın üzerine üç büyük günah yazar.” (1)

Günahın birincisi, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutması; ikincisi, orucu bozmamakta ısrar; üçüncüsü, kocasının arzusunu yerine getirememesidir. Bu kadının kocasına hizmeti nafile ibadetlerden önde gelir.

Ashab-ı Kiram’dan Ebû Said (r.a.)’ ten nakil olunmuştur: Biz Allah Rasülü’nün huzurunda bulunuyorduk. Bir kadın geldi ve şöyle konuştu:

Kocam Sefvân bin Muattal, namaz kıldığım zaman beni dövüyor, oruç tuttuğum vakit orucumu bozduruyor; kendisi de sabah namazını güneş doğasıya kadar kılmıyor.

Kadının kocası Sefvân, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) huzurunda bulunuyordu. Rasül-i Ekrem (s.a.v.) kadının söylediklerinden ona sordu. O:

Ey Allah’ın Rasülü, “Namaz kıldığım zaman beni dövüyor” demesi şu: Namazda uzun iki sûre okuyor. Ben onun namaz kılmasını değil, uzun süre okumasını istemiyorum, dedi.

Bunun üzerine Rasülullah (s.a.v.):

“Bir sûre insanların okumasına yeterli olurdu” buyurdu. Adam:

“Oruç tuttuğum vakit orucumu bozduruyor” meselesi şöyle: Nafile oruç tutma hevesi peşinde gidiyor. Ben ise genç bir adamım, gündüz cima etmemeye sabredemiyorum, dedi. Rasül-i Ekrem (s.a.v):

“Kadın ancak kocasının izniyle nafile oruç tutabilir”, buyurdu. Adam:

Benim sabah güneş doğasıya kadar sabah namazını kılmadığım iddiasına gelince; biz ev halkı olarak başımızda ağırlık (uykudan baş kaldırmama hastalığı) bulunan bir topluluğuz. Ancak güneş doğduktan sonra uyanabiliyoruz, dedi. Rasül-i Ekrem (s.a.v.):

“Uyandğın vakit hemen kılıver”, buyurdu. (2)

İslam dini kadınla erkeğin arasındaki karşılıklı hak ve vazifelerini en kamil bir usulde tanzim etmiş bulunmaktadır. Onlar arasındaki huzurun ahenkli olarak devamı için tesis edilen bu vazifelerin zamanında yapılması ve hakların hak sahiplerine ödenmesi gerekmektedir.

Bir başka hadis-i şerifte buyruluyor ki:

“Bir kadın kocası müsaade etmedikçe oruç tutamaz. Eğer tutacak olursa açlığı ve susuzluğu yanına kalır, oruç da kabul olunmaz.” (3)

_________________________
(1) Feyz’ül-kadir c.3, s.138
(2) Mişkât s.282
(3) İhya-ü Ulumiddin


***

Ali Eren, Evlilik ve Aile Eğitimi, Ailem Yayınevi




DEĞERLİ YORUMLARINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜRLER.ALLAH RAZI OLSUN BİZLERİ AYDINLATTINIZ.

Rabbim cümlemizden razı olsun. Rica ederim.

çok güzel bi şekilde açıklamışsınız.bizde yeni bişeyler ögrenmiş olduk.inşllh hayatımızda uygularız bu vesileyel.Allah razi ve memnun olsun kardeşlerim...


Dini Sorular ve Cevaplar

MollaCami.Com