Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


En Sadık Dost; Hz. Ebu Bekir (ra)



HZ. EBU BEKİR : Peygamberlerden sonra insanların en üstünü Ebu Bekir’dir. Peygamberimizin
en yakın dostuydu, ondan hiç ayrılmazdı her savaşta peygamberimizi korurdu.Peygamberimizin her söylediği söze ilk önce o inanırdı.Çok zengin sözü geçen bir kimseydi.Peygamberimiz ile çok samimi arkadaştı. Peygamberimizi her arayan onu Ebu Bekir’in yanında bulurdu. Hiç putlara inanmaz onlara tapmazdı.Peygamberimiz “ peygamber “ olunca ona ilk inanan Ebu Bekir oldu.Çok cömertti bütün mallarını İslam dini için harcadı,fakirlere ikram ederdi , peygamberimiz onun en çok o huyunu beğenirdi.Allah’ım bende Hz. Ebu Bekir gibi çok cömert olup insanları sevindirmek istiyorum. Beni de peygamberim çok cömert olduğum için Hz. Ebu Bekir gibi çok sevsin istiyorum.

 EN SADIK DOST

Mekke’de Müslümanlara yapılan eziyetler dayanılmaz hale gelince Allah Resulü Müslümanlardan göç etmelerini istedi. Sevgili Peygamberimizi, Müslümanlar gizlice Mekke’yi terk ettikten sonra Ebubekir ile birlikte Mekke’den ayrıldı. Ama müşriklerin onları rahat bırakmaya niyetleri yoktu. Efendimize ve arkadaşları Hz. Ebubekir’i öldürmek için peşlerine düştüler aramadık yer bırakmamış müşrikler. Ama sevgili peygamberimizin izini bile bulamıyorlardı. Ebu Cehil , Mekke sokaklarında çılgın gibi dolaşıp bağırıyordu.
-Muhammed’i öldürene 100 altın ve 100 deve vereceğim! Tam 100 altın ve 100 deve!
Bu arada Allah’ın elçisi ile Hz. Ebubekir çoktan yola koyulmuşlardı. Gündüzleri gizleniyor, geceleri yola devam ediyorlardı. Ama öle yorulmuşlardı ki.düşe kalka yürüye biliyorlardı. Bir süre sonra,bir mağaraya sığındılar.Sevgili Peygamberimiz bitkin bir halde Hazreti Ebubekir’in dizine yaslandı.Öylece uyuya kaldı.Bu arada,Hazreti Ebubekir,ayağını uzattığı yerde bir delik gördü.Bir yılan deliğiydi bu.’Bu delikten bir yılan çıkıp Allah’ın Elçisini sokabilir’ diye düşündü.
Ayağını biraz uzatıp deliği kapadı. Uykuya daldı. Biraz sonra acıyla uyandı. Hz. Ebubekir. Yılan yağını sokmuştu. Ayağı öyle acıyor, öyle acıyordu ki gözlerinden yaş gelmişti.
Sakalından süzülen bir damla yaş, sevgili peygamberimizin kutlu yüzüne damladı.Allah’ın elçisi gözlerini araladı.
- Ne oldu ey Ebubekir?
Hz. Ebubekir gülümsemeye çalışarak cevap verdi :
- Bir yılan ayağımı soktu ama önemli değil. Sevgili peygamberimizi hemen doğruldu. Yılanın
soktuğu yere elini sürerek dua etti. Daha duasını bitirir bitirmez Hz. Ebubekir ‘in ayağı iyileşmiş acısı dinmişti. Bu sırada, bir örümcek mağaraya yaklaştı mağaranın girişine ağını örmeye başladı onun hemen ardından, bir güvercin süzülerek mağaranın önüne indi. Örümceğin ağının ortasına yumurtasını bıraktı. Birazsonra, onların izini bulmuştu müşrikler. Mağaraya doğru gidiyordu izler! Sevinç çığlıkları atarak kılıçlarını çektiler!
Mağaradaki iki kutlu yolcu onların çığlıklarını yaklaşan ayak seslerini duymuşlardı. Telaşlanmıştı Hz. Ebubekir ama onun bu telaşının sebebi sevgili peygamberimizdi. Ya ona bir şey olursa diye korkuyordu. Kendi canını düşündüğü bile yoktu izimizi buldular, Ey Allah’ın elçisi diye fısıldadı. Sevgili Peygamberimiz gülümseyerek cevap verdi :
- Merak etme. Allah bizimle beraberdir. Nefes nefese mağaranın önüne gelmişti
müşrikler gelmeleriyle birlikte de öylece kala kaldılar. Örümcek ağıyla, güvercin yumurtasını görmüşlerdi.
- Yazık! dediler, buraya kadar boşu boşuna yorulduk içlerinden biri örümcek ağlarına
doğru eğilerek içeri baktı onu fark eden Hz. Ebubekir iyice telaşlanmıştı fısıldadı:
- Başını biraz daha uzatsa bizi görecek! Sevgili peygamberimizi yine gülümseyerek
cevap verdi .
- Allah bizimle beraberdir ey Ebubekir! Bu arada dışarıdakiler kendi aralarında
tartışmaya başladılar. Birisi:
- Buraya kadar gelmişken içeri girip bakalım. Bir başkası:
- Haklısın , izler mağaranın önünde kaybolduğuna göre buraya girmiş olmalılar.
Aralarında en yaşlı olanı çıkıştı:
- Ne akılsız insanlarsınız siz. İçeride birileri olsaydı o örümcek ağıyla kuş
yumurtası kalır mıydı geride? Hepsi birden:
- Doğru dediler. Bu ağ çok eskiden örülmüşe benziyor. Homurdanarak uzaklaşmaya
başladılar. Yüce Rabbimiz her zaman olduğu gibi kendisine inananları yine korumuştu. Bir örümcek ağı bile aldatmaya yetmişti onları. Biraz sonra
mağaradaki iki kutlu dost dışarı çıktı. Allah’ın elçisi bakışlarını Mekke’ye çevirdi. Anayurdunu uzun uzun süzdü. Duygulanmış gözleri dolmuştu. Üzüntüyle mırıldandı:
- Ey Mekke! Ey Güzel Şehir ! Ey Sevgili Yurdum ! Eğer beni göçe zorlamasalardı
senden hiç ayrılmazdım tekrar Medine’ye doğru yola koyuldular.


Çocuklarımıza Dini Hikayeler

MollaCami.Com