Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Dokuz'un Kurbanlarına

Günümüz hayat şartlarında, alışverişe çıkarken birçok şekilde aldatılıyoruz. Hiç ihtiyacımız olmayan şeyler alıyor eve dönüşümüzde paramızın nasıl bittiğini anlamıyoruz. Artık dilinin astarında yalan saklayan ve tüketiciyi soymaya yönelik esnaflık yapanlar o kadar çoğaldı ki insanlar dolaylı yollardan aldatılıp soyulmaya alışır bir şekilde yaşar oldu.


Konumuzu 9 rakamının üzerinde tartışacağım.
Her biriniz mutlaka alışveriş merkezlerinde fiyat etiketindeki rakamın sonunda dokuz olan birçok ürün görmüş ve almıştır. Gazete ve televizyonlarda satılan ürünlerde de aynı durum söz konusudur. Yolda yürürken tüm vitrinlerde– en kaliteli markadan tutun en sıradan marka bile – sonunda dokuz olan rakamlar daima vardır. Yapılacak tek şey müşteriyi içeri çekebilmektir. Artık beğenme kalitemiz o kadar şaştı ki ve beğenilme arzumuz o kadar aktif bir halde ki evde bize yakışan elbisenin yenisini 9 TL’ye bulsak hemen alıyoruz. ‘’İki tane olması göz çıkarmaz ya’’ demek o kadar kolaylaştı ki…
Bir süper markete girdiğimizde mutlaka tüm fiyat etiketlerinin yarısından çoğunun üstündeki rakamların son hanesi 9’dur. Yolda yürüdüğümüz zaman elimize tutuşturulan ilanlarda da aynı şey göze çarpar. Hatta gazete kuponlarında bu oyun çok iyi derecede oynanmaktadır. Gazetelerin verdikleri ürünlerin kötü ve piyasadaki fiyatının aynısıyla verildiğini söylemiyorum ama insanların ‘’olsun çok az kuponmuş şimdi olmasa da ilerde lazım olur’’ diyerek aldıklarını belirtmek istiyorum. Kazanan üreten oluyor böylece.
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, aldığımız elbisenin, cep telefonunun, hatta yediğimiz gıdaların bile hemen hemen her ay yeni bir üst modeli üretenin deyimiyle daha iyisi yeni bir tadı beliriyor piyasada. O yüzden gazetelerden aldığımız ürünlerin çoğu bizim sadece cebimizdeki paranın biraz daha eksilmesinden başka bir şey ifade etmiyor.
Alışverişe çıktığımız zaman hiç ihtiyacımız olmayan bir bluzu – bluz diyorum, çünkü kadınlar alışverişte en çok para harcayan ve gereksiz birçok şey alarak sonrasında bunların gereksiz olduğunu anlıyorlar- sırf 20 TL değil de 19 TL diye ‘’aa ne kadar ucuz’’ gibi düşüncelerimizi dürterek bize aldırıyorlar. Oysa piyasası 20 TL civarındadır zaten. Günümüz hayat şartlarının zorluğu göz önüne alınırsa alışverişlerde daha dikkatli olmamız gerektiği apaçık ortada.


İçinde bulunduğumuz 2000’li yıllarda kimsenin fiyat etiketine ‘’gerçekten ihtiyacın varsa al yoksa bırak paran cebinde kalsın’’ yazmayacağı apaçık ortada. O yüzden alışverişe çıkarken eksiklerimizi belirlemeli, buzdolabımızın kapağını açıp gerekenleri yazmalı, gardırobumuzun içinde eksik varsa onları not almalı ve büyük alışveriş merkezlerine güvenmemeliyiz.
Çünkü alışveriş merkezine giren insanın tek bir şey almaya gittiğinde elinde bir değil birden çok ürün alarak çıktığını görmek şaşırtıcı değil. Alışveriş merkezleri paranın en çok harcandığı yerlerden biridir günümüzde.
Giyim eşyalarında da çok dikkat edilmesi gerekilen hususların olduğu bilinmesi gerekilen bir şey… Zira herkesin başına gelmiş bir şeydir şimdi anlatacağım.
Tezgâhtarların çoğu denediğiniz ilk şeyi ‘’ o kadar uğraştırdın beni sakın almadan gitmeye kalkma’’ gibi hissetmemize neden olacak şekilde davranırlar. Bu konuda da çok dikkat etmemiz gerekiyor…


Hepinize güzel bir gün ve daha dikkatli alışverişler diliyorum.
Harcadığınız para karakterinizle kazandığınız paradır! Her karakter farklı bir şekilde ve farklı miktarda para kazanır. İnsanların karakterlerinize etki etmesini. onun kaderini belirlemesine izin vermeyin. Hayat sizin… Siz nasıl istiyorsanız öyle yaşayın.


İbrahim BAYSU

9 RAKAMINDAKİ İLAHİ BİR CEVABI VARMIDIR

Büyük bir yanılgı aslında ama pazarlama taktigi olarak etkili oluyor ki her yerde karşımızda 9 lar
dikkat etmek lazım


Alış Veriş Bölümü

MollaCami.Com